- Kategori
- Kültür - Sanat
Ayrılmak için kavuşurduk
Ne bir iz kaldı senden ne de haber, kanıksamaya başlıyorum yokluğunu. Önceleri sıkı sıkıya kapatırdım gözlerimi sensiz gece bir damlacık bile sızmasın diye gözlerimden içeri, sensiz bir an bile yaşamayayım isterdim. Yıldızlar çıkmaya görsün akşam olunca uzun uzun gökyüzünü seyrederdim, senin gözlerinmiş gibi bakardım yıldızlara… Bilirdim uzaklarda yüksek bir balkonda senin de onları seyrettiğini…
Sabah olurdu güneş hep doğardı hiç bitmeyecek sandığım kapkaranlık gecelerin üstüne ve sen apar topar işe giderdin, ben o an o saniye ne yaptığını hayal ederdim, o işe dalardın saatlerce çalışırdın üstünde o zaman öyle kıskanırdım ki uğraştığın işleri. Herkes kıskanırdı yazdıklarını, çünkü diğerleri senin kadar güzel anlatamazdı olup biteni. Bazen yıllar sürerdi aylarca ayrılırdık aramazdık birbirimizi, kimsenin aşkına benzemiyordu, gördüğüm bütün âşıklar birlikteydi bizse sırf kavuştuğumuz an içimizdeki o korun bizi nasıl tutuşturduğunu görebilmek, gözlerimizdeki coşkuyu o hasretin heyecana dönüşmesini terleyen avuçlarımızı izleyebilmek için ayrılırdık. Biz ayrılığın kavuşmaya dönüştüğü o kısacık ana sıkıştırırdık nefeslerimizi. O an için verebileceğim bir ömürden fazlası değildi o an için her şeyi erteleyebilir her şeyden vazgeçebilirdim…
Ve bir gün gittin, bu başka bir gidişti, başka bir ayrılık. Ne kadar beklesem de gelmeyeceğini söylüyordu sesin. Sesin öyle titrek öyle ağlamaklı, yangın kaçağı, bağırıp çağırmak için de olsa sesime sığınmıştı sesin, sonra bir daha ses gelmedi senden…
Hayat bitti sandım, o an son nefesi verdiğimi sandım yığılıp kaldığım yerde, ama son değilmiş güneş sen gittikten sonra da doğdu, ama canımın nasıl yandığını senin bir an bile beni terk etmeyen hayalinin içimde ne derin yaralar açtığını anlatmaya gücüm yetmedi hiç.
Yaralarım meydan okudu zamana. Herkese sığınabilirdim, kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı, inandım onlara, sonra yanıldım her yenilginin galibi sendin, her seferinde beni yeniden başka başka yüzlerde başka başka isimlerle yeniden terk ediyordun BİLİYORDUM aslında sen gidiyordun. Artık beklemeyeyim diye her gün yeniden daha sert daha kararlı gidiyordun.
Önceleri alışamadım, ama bana ağlayıp sızlanacağım bir sensizlik bile bırakmamıştın aslında. Senden hiçbir şey yok şimdi bana kalan beni yokluğuna mecbur bırakıp gittin. Yasını içimde yaşıyorum.
Kırkıncı kırkına da ağıtlar yaktım dün gece, şimdi kimse görmesin diye yaralarımı tutunmaya çalışacağım hayata bir ucundan, sağlam insanların arasında sakat bıraktığın kalbimle yaşamaya çalışacağım götürebildiğim yere kadar.
Yine sabah oluyor yine uzaktasın. Birazdan yine işe gideceksin, ama bu defa habersizsin bense susturmaya çalışıyorum seni isteyen seni çok özleyen uslanmaz yüreğimi…