Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mart '13

 
Kategori
Deneme
 

Az sonra, reklamlar

Az sonra, reklamlar
 

Geçiyorsun televizyonun karşısına sayıyorsun reklamları, kapıyorsun hediyeyi.
Benim Reklamım
Suda kalan izler gibi,
Yaşamımda reklamları mı oynuyor?
Uzakta bir yerlerde insanlar vapurlara biniyor, 
Martılar döne döne vapurların çevresinde uçuyorlar
Gökyüzü açık mı açık...
Kaptan üç kez düdük öttürüyor
Beyaz elbiseli kız denizde taş yüzdürüyor,
Deniz kıyısının en düz taşlarıyla... 
 
Ekranda reklamlar yazınca hemen kanal değiştiriyorum. Nasıl değiştirmeyeyim ki, gördüklerim beni çok şaşırtıyor.
 
Otoparka inen gayet ciddi giyimli bir kadın, bir araba görüyor. Arabaya vuruluyor. Çevresinde dolanıyor, bu ara başlıyor soyunmaya, heyecandan elindeki çanta düşüyor. Birden sihir bozuluyor, birisi uzaktan kumanda aleti ile arabasını açıyor. Kadın birden silkinip, yere attıklarını kapıp kaçıyor.
 
Bir ara delikanlı kızlarımız vardı. Bir butiğe girip; “Molped var mı?” diye soruyorlardı. Tezgâhtar kızın şaşkınlığına kıkırdayarak yanıt veriyordu. Bir kabinden Hülya Avşar çıkıp; “Bende var.” diye bağırıyordu.
 
Şimdilerde bir de harbi delikanlımız çıktı. Herkese meydan okuyor. Hele matematik öğretmenine bir hava atıyor ki, okullarda epey tutacağa benzer.
 
Masallardaki gibi, iki inatçı keçi örneği; dar bir yolda karşılaşan, iki arabanın şoförü, arabaların birinden inen bir kadın elindeki bisküviyi göstermesiyle inatlaşma sona eriyor.
 
Bir sürü kadın bir samanlığı basıyor, tavanlardan iplerle iniyorlar. Neymiş bir çamaşır tozu için yapıyorlarmış. Çünkü kötü adamlar o çamaşır tozunun alıp saklamışlar. Kadınlar çamaşır yıkayamaz olmuşlar.
 
Gecenin bir yarısı delikanlının biri uykudan fırlıyor. O gün arkadaşının verdiği bir çikolatanın tadını anımsıyor da adını anımsayamıyor. 
 
Bir sürü insan ağızlarında çiklet yürümeye çalışıyor, bir türlü yürüyemiyorlar. Herhalde beden eğitimi öğretmeni olsa gerek biri önlerine geçiyor, çiklet çiğnemesini hareketli olarak öğretmeye çalışıyor. Ben de buradan hem çiklet çiğneyip hem de yürünemeyeceğini görüntülü olarak öğrenmiş oluyorum.
 
Çiftçinin biri oturmuş. Meyveli yoğurt üreteceklermiş, arka planda inekler, hemen görüntüye gençler, çocuklar geliyor adam elini uzatıyor; “İşte hedef kitlemiz” diyor. Ben hangisinin hedef kitle olduğunu anlayamıyorum.
 
Demek ki, yaratıcı zekâmız reklamlarla bize geri dönüyor. Sanırım reklam metinlerini yazanlar, düşünüyorlar, düşünüyorlar Arşimet örneği “Buldum” diye sokağa fırlıyorlar. Sonra geri dönüp oturup metinleri yazmaya başlıyorlar. Ürün sahiplerine anlatıp şıppadanak reklam filmini çekiveriyorlar.
 
Biz de sunucunun “Bizim kanalı terke ederseniz, çok fena yaparım” uyarısı ile o kanalı zaplayamayıp, seyrediyoruz. Ve hatta bazı programlarda, kaç reklam yayınlandı diye saydırıp, telefon edenlere hediye bile veriyorlar. Geçiyorsun televizyonun karşısına sayıyorsun reklamları, kapıyorsun hediyeyi. 
 
Hani seyretmeyeyim diyorum, %80'i magazin olan haberleri izlerken arada bir yerde ekranda reklamlar yazısı karşıma çıkıveriyor. Bir de hani bir film seyredersin merak edersin ne olacak diye, reklam izlemekten dizi seyredemezsin. Oysa bu reklamları zorla izlettirenler, bıkıp film izlemediğimizin farkına dahi varamayacaklar. Bu da benim ütopyam...
 
 
Toplam blog
: 222
: 1359
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Matematik öğretmeniyim. Liselerde okutulan MEB Talim Terbiye Kurulundan onaylı matematik ders kit..