Baba zengin, evlat züppe

Siyasetçiler genelde duymaya alışık olduğumuz pahalı vaatlerle çıkarlar halkın karşısına seçim zamanları. Pahalı dediğime bakmayın, aslında ucuz vaatlerdir, basit ve gerçekleşmesi zor vaatler. Öyle umarsız, öyle ütopik vaatlerdir ki, kürsüye çıkıp kendisini izleyenleri de biraz cahil yerine koyup ‘delik keseden’ sallarlar. Kendilerinin bile inanamayacağı vaatlerdir bunlar. Çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur ülkemizde onlara göre; Fakirlik mi? Herkese iş. Bitti. Çalışanların geçim sıkıntısı mı? Maaşlara zam. Bitti. Eğitim sorunları mı? Her mezun olan gençlerimize devlet kapısında mutlak iş. Bitti. Askerlik sorunları mı? Zengine bedelli, fakire de devlet destekli askerlik yapmama. Bitti.  

80 yıldır ülkeyi geri bırakabilmek için ellerinden geleni yapan bir zihniyetin iflas ettiğini, hiçbir soruna kalıcı çözüm üretemediğini, halktan kopuk ve halkı aşağılayan politikalar ürettiğini herkes gördü, nedense bunu görmeyen bu delik keseden atan siyasetçiler oldu. O kadar samimiyetsizdirler ki bunlar, yalan söylerken kızaran yüzlerini saklama gereği bile duymazlar. Şimdi gerçekçi siyaset zamanıdır ağalar. Yapılması gereken çok ciddi işler var: Halkın refah seviyesini artırmak, ekonomisi güçlü, sözü dinlenir bir ülke olmak için. Hangi parti, hangi görüş, hangi kurum olursa olsun, sorun değil çözüm üretmek zorundadır. Söyleyeceğiniz her sözü, önce ayna karşısında söyleyin, kendiniz inanıyorsanız çıkıp halka da anlatın. Artık yutmuyor kimse. Bir toplumu dönüştürebilmek öyle ‘dökme suyla’ yapılan siyasetle olmuyor. Bir ağacın kaliteli meyve vermesini istiyorsanız, onu daha fidanken güzel yetiştirmeniz gerekiyor. Türk toplumu dönüşmeye ve gelişmeye henüz hazır değil. Sonradan öğrenilenler, sonradan görme insan tipi gibi tat vermiyor.  

Toplumu dönüştürme yolunda ciddi görevler üstlenmesi gereken öğretmenlerden tutun da, okulların ve eğitim sisteminin içinde bulunduğu hantallıkların bir an önce kökten düzeltilmesi gerekiyor. Eğer bu eğitim sorununa ciddi ciddi el atmazsanız, ülkeyi ekonomik yönden düzeltseniz, her yere fabrikalar yapsanız, işsizliği de bitirseniz, değersiz ve söz’süz bir toplum olursunuz. Konya gibi birden fazla özel ve kamu üniversitesinin olduğu bir şehirde, eğitimin sorunlarını yerinde gözlemleyen ve sorunlara çözüm üreten bir platform maalesef yok. Öğretmen yetiştiren kocaman bir eğitim fakültesi var, öğretmenleri geliştirecek ve dönüştürecek bir sosyal kurum yok. Siyasetçiler aş ve iş derdiyle dertleniyorlar, halkı kısa yoldan zengin etme vaadiyle yola çıkıyorlar. Baba zengin evlat züppe olsun kimin umurunda? Konya’dan meclise gitme hevesinde olan adaylara sesleniyorum: Eğitim sorunlarıyla ilgili ne gibi projeleriniz var? İnsanımızı geleceğe hazırlamak için neler yapacaksınız? Hele bir seçileyim de gerisi kolay diye düşünüyorsanız, geçen dönem seçilenlerden proje üretemeyenlerin halini görmenizi salık veririm. Alın size basit gibi görünen ama eğitim sistemini alt üst eden sorunların çözümüne yönelik proje ip uçları:  

1. Eski sisteme göre öğretmen yetiştirip yeni sistemi uygulatmaya çalışan zihniyeti değiştirecek bir proje!  

2. Öğretmenleri yeniden ciddi bir pedagojik formasyona tabii tutacak bir proje!  

3. Fabrika yönetir gibi okul yöneten yöneticilerden okulları arındıracak bir proje!  

4. Okul yönetmeyi birkaç mevzuat ve kanunla hallolacak zanneden yöneticilere liderlik bilgisi aşılayacak proje!  

5. Öğretmene küfreden ve dersleri işlenmez hale getiren öğrencilere ciddi bir yan eğitim verecek, bu türden öğrencilerin toplumdan dışlanmasını engelleyecek proje!  

6. Yetenek ve ilgisine göre kişileri ayırt edip, hepsine aynı eğitimi değil de kişiye özgü eğitimi geliştirecek proje! Bir şey zor ise hemen halledilir, imkânsızsa biraz zaman alır, mantığı çerçevesinde hareket edecek siyasetçilere ihtiyacımız var. Günümüzde imkânsızı zorlamak moda. Zor olanı herkes yapıyor çünkü.  

mustafasus@hotmail.com