Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '20

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

BABAM

Çoğumuz, babamız henüz hayattayken onun yüzüne bir kere bile dikkatle bakmayız. Baba, “baba” demeye başladığımız günden itibaren sürekli karşımızda duran bir alışkanlıktır. Yıllarca babamızdan değil, bir alışkanlıktan bahsederiz: Annemize, “babam bugün niçin gecikti?” diye sorarız; kardeşimize, “babam yine su istiyor,” der ve dertleniriz; bazen de “babama hangi yalanı uydursam,” diye planlar kurarız kafamızda. Baba, her seferinde, bize biraz uzak, biraz yabancı birisidir. Her gün elbiselerini giydirip sokaklara saldığımız o “biraz” yabancının, zamanın karşısında nasıl da eriyip gittiğini fark etmeyiz bile. Oysa önce ve hep onun elbiseleri yaşlanır, önce ve hep onun saçları ağarır, önce ve hep o öksürür. Bir alışkanlığın perde gerisinden baktığımız o yüzde zaman, çizgilerden, girintilerden ve çıkıntılardan yeni bir yüz yapar; bunu da fark etmeyiz. İçimizden az buçuk dikkat kesilenler bilirler ki, baba, gözaltlarındaki torbalarda yorgunluk biriktiren kederli göçmenidir evimizin. Bir an gelir, gözaltlarındaki torbaların bağcığını gözlerinin feriyle bağlayamaz olur artık. O iki bağcık da, hiç ummadığımız bir vakitte, hiç ummadığımız bir yerde çözülüverir. Çözülüverir ve babamız, bizden sakladığı bütün yorgunluklarını orta yerde bırakıp, kederli yüzünü terk eder. Biliyor musunuz? Babamız bir gün gerçekten ölür! biz  babamızı yaşatırız...

 

Babamla anılarımdan,

Şehirden  biraz uzak kızılırmak kenarında bahçemize  yazın her gün babam ve annemle  gidip  doğayla uğraşır zaman akıp gün biterdi.  Etraf kavak ağaçları ve iğde çevrilmiş, içerisinde iki oda bir solanu olan  topraktan yapılmış  ev ve  kuşburnu ile çevrili uzaktan görünüşü ihtişamlı birde tahta kapısı vardı. Yazın  misafirlerimizi orada ağırlardık ne kadar dolu zamanlar geçerdi. Kuşlar her zaman çatı arasına yuva yapar  ara sıra sesleri gelir yumurtadan çıktıklarına sevinirdik. Babama  derdiki  kızım bu dünyadaki en güzel müziktir  onun arkasından gelen rüzgar sesi bunları iyi dinle mutlu olursun. Birde kar yağışı ve kar yağışı yerine oturuktan sonraki sessizlik bunlardan uzak olma, yağmur seninle heryerde olaçaktır.

Bir öğleden sonrasında çatı arasındaki kuşlar çığlık çığlığa kaldılar babam ne var bak dedi o kadar küçüktüm ki korkudan yılan var diyemedim. Annem hemen anladı yılandır dedi  artık kuşların sesi gelmiyordu babam yılanı  çatıdan çıkartamadı . Anneme siz şehre gidin dedi ben burada kalıcam  Annem babamı yalnız bırakmadı. Hepimiz orada kaldık babam yılanı sabaha kadar o toprak evi yerle bir etti  ev yıkılırken ortaya geldiğinde yılan babamın karşısındaydı resmen babamla kavga ediyordu abilerim beni o anda oradan uzaklaştırdılar. Annem  arkamızdan bağırıyor tekrar geri dönmeyin. Babamla annem bizi buldular  artık evimiz yoktu ben çok üzgün babam dedi sana  parmaklarını say      sayı bitince bahçe evimiz bitmiş olur. Yeni evimiz  topraktan değildi  benim anladığım toprak evlere yılan kolaylıkla gire biliyormuş.

Bahar başında babam dikimler yaptığı için eve iki gün  gelmezdi bende onula gittim. Yağmur devamlı yağıyor, kızıl ırmak taşmaya başladı üst taraf derelerden seller çok büyük gürültü yaparak geliyor babamda bir endişe başladı (şimdi düşünüyorumda o korkunç zamanmış ikimizde sularda yok ola bilirdik.)  ben eve şömüne önünde ısımaya çalışırken  nasıl oldu hatırlamıyorum ayağıma civi battı kanlar her yerde babam ayağımın bileğinden sıkarak bağladı bu arada etrafa bakıyor çıkış sel suları halen aynı hızıyla     sonra ben bayıldığımı hatırlıyorum ara sıra  duyduğum sesle kızım boynumdan sıkı tut  tam gözümü açtığımda köy kahvesindeydik ayağım sarılmış bana birşeyler içirmeye çalışıyorlardı. Gözüm babamı aradı o anda gözlerimiz karşılaştı   kızı için göz yaşları vardı. Babama iyi kurtuldunuz Allah yardım etmiş  konuşmaları oluyordu. Canım babam beni nasıl taşımış. Babam ve annemle  ayrıldığımda uzak ülkeye yerleştim.  Anlamadım uzaklığın bana sonradan acı vereceğini Ailemi ziyaret etmeğe gittiğimde iyi zamanlar yaşadım onalar hep beni düşünüp sevdiklerini biliyordum. O kötü zaman, bir sabah  haber geldi babanı kaybettik oysa bir hafta  önce babamla birlikte güzel zamanlar geçirmiştim. Bana sorarlar baban yaşıyormu hayır dedikten  Sonra kendimi dinlerim halen babam benim içimde yaşıyor..Babam seni seviyorum…

Gök yüzü konuştu

Bulutlar saldıra hazırlandı, yaşanmışlıkların ortasına,

Öfke gibi

Kamcı gibi

Şaşkınlık, acımazsızlık,

Gözümün güneşi karardı..peri tozları

 

Birgul Ekim

 
Toplam blog
: 101
: 3501
Kayıt tarihi
: 17.11.13
 
 

Ucunu göremediğim kadar  Özgürlük, Aldırmadan hiç birşeye,  bütün kuralları kırıyorum Ne olursa o..