Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '08

 
Kategori
Babalar Günü
 

Babamı özledim...

Babamı özledim...
 

internetten


Bu sabah gazetede gördüğüm bir haberle birlikte başladı her şey. Çünkü babamla ilgili bir yazı yazmak niyetinde değildim. Dün çok mutlu bitirdik okulu. 4. sınıflar arasında yapılan sıralamada 1. ve 3. olan öğrenciler benim sınıfımdan çıktığı için çok keyifliydim. Çocuklar da mutlu, veda ettik birbirimize. Bu nedenle babama ağıt yazıp kimseyi ve kendimi de üzmek istemedim. Ne kadar zorlarsam zorlayayım benim babam için yazdığım yazının acısız olmasına imkân yok.

Haber, babası ardından keman çalan bir genç kızdan bahsediyordu. Ne zaman yiten bir baba, arkada kalan evlat görsem gözlerim dolar, o çocuğun yaşadıklarını yaşarım hemen. Sonra her yıl 20 Mayıs olan babamın ölüm yıldönümünü düşünür, üzülürüm. Bir dostum “Sen de yaslar uzun sürüyor” demişti. Bilemiyorum, belki gerçekten uzun sürüyordur, ancak her dakika üzülüp ağlamıyorum tabii ki. Yine de yürekte açılan yaralarımı sarmakta çok usta değilim sanırım. Dış dünyaya hiç öyle görünmediğim halde, yaslarımı içimde oldukça yoğun yaşadığım doğrudur.

Bundan tam 26 yıl önce, ben 16 yaşında lise 2. sınıf öğrencisi bir genç kızdım. İzmir’de sıcak bir bahar günü Ege Üniversite hastanesinin acil bahçesinde doktor sordu: “Neyin oluyor?”…”Babam” dedim ağlayarak. Cüzdanını, cebinden çıkan eşyaları ve saatini elime tutuşturdular ve geldiğimiz taksiye binerek, babamı morgda bırakıp eve döndüm. Gerisi uzun süren bir sarsıntı. Evde birlikte olmaktan zevk aldığım tek insan, babam artık yoktu. Acıları yok sayma tepkilerinin hepsini verdiğimi şimdi anlayabiliyorum.

Babasız kalmak kimsesiz kalmakla eşdeğer. Bir babanın yerini asla bir başka erkek almıyor. Fakat babasız kadınlar bütün hayatlarını babasının yerini dolduracak bir erkek aramakla geçiriyorlar. Bulurlarsa mutlu, bulamazlarsa mutlu mutsuz karışık, sanki öylesine yaşıyorlar.

O kadar uzun zaman olmuş ki, babalı olmak nasıl bir duygu hatırlayamıyorum. Kucağına oturup sakallarını çekiştirdiğim, birbirimize şakalar yaptığımız zamanları anımsıyorum. Annemle hiçbir zaman olmayan yakınlığımızı, beni anneme karşı korumasını. Anne-babalar asla çocuklarını bu şekilde ayrım yapmamalı ayrıca. O öldükten sonra ki yalnızlığımı, bu yalnızlığın yıllar yılı hiç yok olmadığını düşününce, bunda en büyük etken bu ayrımdır...

Bütün yaşamını çalışarak geçiren ve dinlendiği son 8 aydan sonra da 63 yaşında yaşama veda eden canım babam. Toprağın bol olsun...

Bu arada internet bağlı olmadığı için çok istediğim halde babalar gününü kutlayamadığım MB'de tanıdığım, tanımadığım bütün babaların babalar günü kutlu olsun...

14.06.2008

 
Toplam blog
: 111
: 5210
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

1997 yılında öğretmenliğe başlamış bir mühendisim. Bir oğlum var. Çocukları ve yaşamı seviyorum. ..