Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '10

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Babasının gözünü gözleyen oğlum (babasına göz kulak olan oğlum)

Canım oğlum,

Bizim Anadolu’muzda bir söz vardır. “ Babanın gözünü gözlemek”.

Genelde Anadolu’da insanlar çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmaktalar ve çoğunlukla da okumayı sevmeyen, okumanın önemini anlamayan veya bilinçli olarak aileleri tarafından okumaya sevk edilmeyen, özendirilmeyen insanlarda anne ve babaları gibi hayvancılık ve çiftçilikle geçinirler ve çok zamanda anne ve babaları ile beraber, çekirdek ailede yaşarlar. Bağımsız olarak kendi ailesini kuran insanlar bu anne ve babalarının yanında yaşayan insanları küçümsemek için genelde “ Sen halen babanın gözünü gözlemektesin. Ben ise çalışarak kazanmaktayım” derler. Ama anne ve baba ile aynı evde yaşamakta sorumluluk sahibi olmayan insanlar içinde nimettir. Genelde gençliklerinden dolayı çokça hata yapan gençleri anne ve babaları tecrübeleri ile frenlerler.

Canım oğlum,

Bir zamanlar ben de bir akrabamız tarafından “ Babanın gözünü gözlemek” suçlamasına maruz kalmıştım. Bu suçlamayı da seninle paylaşmak istedim. O zamanlar beni suçlayan akrabam yıllar sonra bana hak vermişti.

Canım oğlum,

Geçmişte benim yaşımda , uzaktan akrabam vardı. Çok sevdiğim ve aynı dedenin kanını taşıdığım bu akrabamı çok sevmiş , kardeş bellemiştim. İkimizde o zamanlar lisede okumaktaydık. Ben okumak ve gelişmek istemekteyken , o babasından uzak annesi, kardeşi ile dayısının yanında çalışarak ticaret öğrenmekteydi. Çünkü ailesi çalışmaya o kadar dalmıştı ki, bir büyüğümüz “ Sen onlara bakma onların gözünü iş bürümüş, iş ve para kazanmaktan başka bir şey bilmezler. Sen ise okuyarak kendini geliştir” demişti. Bu büyüğümüz gerçek manada aydın insanlar , aydın çocuklar yetiştirdi sonradan.

Canım oğlum,

Ben okumaya karar verip de güzel okul okumaya başladığım zaman, uzaklarda okuduğumdan doğup büyüdüğüm kasabaya sadece tatillerde gelirdim ve her gelişim de o akrabamızı sevgi ile şefkatle ziyaret eder O’nun çabalarını ilgi ile izlerdim. Ama gözlerdim ki , o çalışmalarını kendisinden çok başkalarına yapmakta. Bunu ona hatırlattığım zaman işte “ ben çalışarak kazanıyorum , sen ise babanın gözünü gözlemektesin” deyivermişti. Burada gururlanma, bizleri küçümseme vardı. Çalışmayı kutsal görme, okumayı ise küçümseme vardı. Çünkü, içinde bulunduğu ve anne tarafından ailesi olan aile okumayı küçümseyen insanlardı. Sonradan onlarda çocuklarını okuması ve gelişmesi için çok çaba harcadılar.

Canım oğlum,

Baba gözü gözlemek deyimini bende severim. Ama bu deyim benim için toplumda söylenen anlamından farklı anlamlar içeren ve bana başka manalar katan deyimdir. Bu deyim bana “ babayı sevmek, babanın dediklerinden anlamlar çıkarmak, onun tecrübesinden her zaman yararlanmak” anlamı getirir.

Canım oğlum,

Aradan yıllar geçtikten sonra, bana “ sen halen babanın gözünü gözlemektesin” diyen o akrabam zamanla hatasını anlayarak , gençliğinde uzak kaldığı babasının yanına taşınarak 40 yaşına kadar geldiği halde babasının gözünü gözlemeye halen devam etmekte… Gözlesin bakalım..

Canım oğlum,

İnsanlar başkalarını suçlarken biraz dikkatli olmalı. Bugün sen başkasını suçlarsan, yarın da aynı hataya düştüğün zaman seni suçlarlar. Ama ne yazık ki yaşlı başlı insanlar hep başkalarını suçladıkları zaman zannederler ki kendileri haklı. Halbuki hep başkalarını suçlayan insanlar çok zaman çevrelerinde çok yakın akrabaları dışında kimseyi bulamazlar çok zaman.

Canım oğlum,

Gene o akrabamız zamanında beni okuyor, baba gözü gözlüyor diye suçlarken ve Üniversite okumayı küçümserken , zaman geldi ki bana “iyi ki Üniversite okumuşsun sen , ben geriye baktığım zaman en büyük pişmanlığımın Üniversite okumamak “ diyerek pişmanlıklarını dile getirmekten de geri kalmadı. Hatanın neresinden dönülse kardır değil mi ama?

Canım oğlum,

Hayatta böyle pişmanlıklar yaşayan insanlara çok rastlamaktayız. Çokça kendi hatalarını görmeyerek hep başkalarını suçlayan, konuşarak bıktıran , düşünmeden konuşan ama sonradan da oturarak uzun uzun düşünmek zorunda kalanlardan olmamak için her zaman elimize dilimize ve belimize sahip olmamız lazım değil mi?

Canım oğlum,

Kendimizi başkalarının suçlamasına her zaman alıştırmalıyız. Düşünmeden bizleri suçlayan insanların bazen Üniversite tamamlamış, hatta okumuş , kitap yazmış takımından olduğuna da şahit olacaksın. Bir zamanlar senle güzellikleri paylaşan seviyesiz insanlar ne yazık ki çıkar elden gittikten sonra sana ısmarladıkları bir bardak çayı, hediye ettikleri birkaç sayfalık kitapları bile başına kakmaktan kaçınmazlar. Bunu da adamlık sanırlar ama seviyesizliklerini ortaya koyduklarının farkına varamayacak kadar cahil olduklarının da farkında değillerdir. Böyle insanlardan domuz görmüşçesine kaçmalıyız.

Sevgili oğlum,

Hayatta neler yaşadık neler yaşıyoruz ve yaşayacağız. Hayat bizlere bir ibret alma, yaşadığımız olaylardan ders çıkarma ve insanlara bakarak bizim zayıf ve güçlü yönlerimizi görme yeridir. Bu dünya anlayana çok şey öğretir. Anlamayana da bir işkence yeridir. Öğrenmek isteyen taştan dersler çıkarır. Kazanmak isteyen taşı sıkar su çıkarır ve onu satarak para kazanır. İsteyen o taşa başını yaslayarak keyfini çıkarır. Başının o taştan farkının olmadığını gösterir. İsteyen o taşı alıp başına çalarak durduk yere kendine zarar verir. İşte orada taş .İşte sana düşünmen için yaratıcının bahşettiği taş nasıl anlarsan .

Canım oğlum,

Baba gözü gözlemek. Baban elinden uçarak gittiği zaman da daha iyi anlaşılmakta. Kimi insan babası ölünce yeniden doğar. Kimi insan babası ile ölür. Babasının değerini o zaman anlar. Babası öldüğü zaman hayatta yaşayan ölüden farkı olmayan çok insana da rastlamaktayım.

Sevgili oğlum,

Baba gözü gözlemekten açtık lafı nerelere geldik. Bak baba demek onun gözlerinin içine bakmak, ondaki sevgiyi iyi anlamak demek. Babaya bakarken hiç babasını tanımayan , hiç görmeyen insanları da düşünmek lazım. O yüzden en kötü baba bile bazen babasızlıktan iyidir.

Babalar baba olmalı ki , varlığı ile yokluklarının arasında da bir fark olsun. Varlığı ile yokluğu arasında bir fark olmayan insanda hayırda yoktur.Bazen babaların yokluğu bile varlığından güzel gelir insana . Ama insan öyle eserler bırakmalı ki, insan babasını her zaman sevgi ile muhabbetle her zaman anabilmeli.

Canım oğlum,

Ben baba olarak sana bunları yazarken yarın bizlerin gözünü gözlemeni dilerim. Baba gözü gözlemeyi de onu sevmek, onu anlamak , Onun tecrübelerini özümsemek olarak algılamanı dilerim. Bu güzellikleri de unutulmasın diye kayıt altına almak ve sadece sana değil, senin çocuklarına bile faydalı hale gelmesini sağlamak ile toplumla paylaşmak bile bana mutluluk vermekte. Baba oğul dertleşirken, birbirimize sevgi ve bilgimizi aktarırken bile başkaları ile paylaşmak sorumlu baba oğul olarak bizlere güzel hazlar vermekte değil mi?

Herkes babasını anlasa, sevse, babasının gözünü sadece para için değil, sevgi ve ilgi ile gözlese, baba gözü gözleyerek toplumda sevgi ve bilgi dalgası dalga dalga yayılır değil mi?

Seni muhabbetle kucaklamaktayım.

Baba gözü gözlemeye devam sevgi ile…

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..