Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '11

 
Kategori
Anılar
 

Babaya atılan tokat

Babaya atılan tokat
 

KİM İSTEMEZ BABASI İLE ELELE DOLAŞMAK


Bugüne kadar hep annelerin kutsallığından ve fedakârlığından dem vurdum. Bu gün canım biraz babam diye sarılamadığım öpemediğim babamdan bahsetmek istiyor. Gerçi onu tanıyacak kadar çok zaman geçiremedim. Benim doğduğum zaman babam kasabada yazın çiftçilik, kışları ise odun satıp çoluğunun çocuğunun rızkını kazanırmış. Ablam da çok küçük ve cılız bir bebekmiş anne sütü almadığı için mama ile beslenirmiş. Babam bir eşek yükü odunla ancak bir kutu mama alabilirmiş, o da bir hafta bile yetmezmiş. Geçim şartları öyle zormuş ki birde ikinci bir bebek onların geçimini daha da zorlaştırmış. Babam kara kara düşünürmüş, bu yavruları nasıl bakarım diye, hani kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş ya babam içinde öyle olmuş. Almanya işçi almaya başlamış ve babamda bu kervana katılmaya karar vermiş. Tahta bavula bir kaç iyi elbisesini koyup, ekmek derdinin peşine düşmüş. Ablam iki buçuk bense iki aylık bir bebek olarak annemle kalmışız. 

Babam gitmesine gitmiş ama para yok pul yok, anneciğimde kışın kilim dokuyup, yazın tarlalarda amelelik yapıp bize bakmış. Heybe bilirsiniz iki gözü vardır. Bir gözüne ablamı bir gözüne de beni ve azık bohçasını koyarmış. Bir buçuk yılı böyle geçirmişiz. Babam sonunda bize para göndermiş, annemde biraz nefes almış. Bu arada bende anne sütü almadığım için annem beni alabilirse bir bardak süt alamazsa açık çayın içine varsa bisküvi yoksa ekmek doğrayıp büyütmeye çalışmış.(Ha büyümüşüm bakın sizlerle düşüncelerimi paylaşır olmuşum)Böyle babasız koca bir üç yıl geçirmişiz. Bu arada babam işlerini yoluna koymuş. Bu kadar ayrılık yeter deyip bizi yanına aldırmak istemiş. Rahmetli anneciğim köyümden ayrılmam deyip ilkokuldan sonra okumak istememiş ama eşinden ayrı kalmak istemediği için iki kızının ve kendisinin kılık kıyafetini toplayıp yollara düşmüş. 

Bu arada yola çıkarken sanki oralarda yokmuş gibi amcam annemin bavuluna sigara ve rakı koymuş babam için. Annemin bunlarla gümrükten geçmesi zor olmuş. Gümrük memuru bakmış iki küçük kız ve kendi halinde bir kadın öyle alkolik tipli falan değil bir daha bunlarla geçemeyeceğini söylemiş ve uçağa binmemize izin vermiş. Babam bizi havaalanında karşılayacakmış. Uçak indikten sonra bizi bekleyen babamın yanına gitmişiz. Babacığım üç yıl önce birini daha iki aylık birini de iki buçuk yaşında bıraktığı kızlarını görünce özlemini gidermek için beni kucağına alıp sarılmış ve öpmüş. Bende hiç beklemediği bir şey yapmışım, babama kaldırıp okkalı bir tokat yapıştırmışım. Elin adamı beni niye öpüyor diye. Babacığım orda gözlerinde iki damla yaş ile şu sözü söylemiş; fakirliğin gözü kör olsun, yavrum beni tanımadı. 

Zamanla babama alıştım sanırım. Üç mutlu yıl geçirmişiz. Babam fabrikada vardiya çalıştığı için onu çok gördüğümü anımsamıyorum. Ama varlığını biliyordum. İlk mini eteğimi babam almıştı. Ne çok sevinmiştim eteği giyip kendi etrafımda dönüp duruyordum. Anneciğim babama kızmış, bunları köye gittiğimizde nasıl giyerler diye. Babam; hanım kızlarım ne görürlerse babasının evinde görecekler karışma.( Belki o yüzdendir, hala mini eteğe düşkünüm.) Babam ben onlar için çalışıyorum dermiş. Mutlu aile tablosu üç yıl sürmüş, bu arada bir erkek kardeşim olmuş. Anneciğim anlatırdı: Ne hayalleri varmış bizimle ilgili hepsi hayal olarak da kaldı ya! Tabi bu mutluluk tablosu uzun sürmemiş, amansız bir hastalık babamı elimizden aldı. Arkasında üç küçük çocuk boynu bükük kaldı. Hayatlarındaki üzüntülerini, sevinçlerini paylaşıp kucağına sığınacakları bir babaları olmadı. Annem hem babalık hem de annelik yaptı. Hep gözü yaşlıydı. Ellere gelen düğün bayram bizim kapımızdan girmezdi. Para ile saadet olmaz derler ya gerçekten doğruymuş. Para vardı ama mutluluğumuz yarımdı. 

Belki bu yüzdendir, aile kavramına verdiğim önem, hiç bir çocuk Allahın verdiği bir ayrılık dışında annesiz babasız büyümesin istiyorum. Yüzleri gülsün benim diyemediğimi onlar desin. Benim babam, benim annem diyebilmek çok güzel. Tüm anne ve baba olanlara sesleniyorum, lütfen dünyaya getirdiğimiz çocuklarımıza karşı daha duyarlı olalım. Onların her zaman gurur duyacakları işte benim annem, babam diyecekleri anneler babalar olalım. Mutlu ve güzel bir dünya sizlerin olsun 

 

 
Toplam blog
: 173
: 568
Kayıt tarihi
: 15.01.10
 
 

Kamuda çalışıyorum, dünyalar tatlısı üç tane yavrum var. Burda bulunmamın sebebi hayatı sizlerle ..