Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Bağış ve ihanet

Bağış ve ihanet
 

Eskiden gazetelerde sık sık dilenci haberleriyle karşılaşırdık. Özellikle Ramazan zamanlarında bu haberler çoğalırdı.

- “Şu şehirde yakalanan dilencinin üzerinde şu kadar çok para çıktı”
- “Dilenirken yakalanan kadının iki lüks dairesi varmış.”
- “Dilenmek için ailece şu şehirden şu şehre gittiler.”

Şimdilerde bu tür haberleri televizyonlarda haber bültenlerinin magazinleşen bölümlerinde izliyoruz.

Bu haberleri okudukları, duydukları zaman, onlara para verenler pişman olurlar ve “Bir daha verirsem elim kırılsın” gibi tepkiler verirler. Kimisi sözünü tutar, kimisi yine acır, dilenci gördüğünde üç beş para verir.

Ankara’ya yeni geldiğim yetmişli yıllarda otobüs terminalinin önündeki caddede hasta kocasını memleketine götürmek için bilet parasını denkleştirmeye çalışan kadına öğrenci harçlığımdan yardım ettikten iki hafta sonra hala o parayı hala tamamlayamadığını gördüğümde iki hafta önce fena halde kandırıldığımı anlamıştım. O zamanlar bu tür sahnelerin olduğu Yeşilçam filmlerini henüz görmemiştim. Bu ders olmuş ve o yıllarda değeri heryıl yarıya düşen bozuk paralarımı dilencilere vermek yerine evdeki kavanozlarda biriktirmeyi tercih etmiştim. Yetmişlerin 25 kuruşları, 1 liraları, 2.5 liraları hala o kavanozlarda durur.

Doksanlı yıllarda dilencilerin başka türleriyle karşılaşmıştım. Akşam karanlığında, ellerinde motorlu testerelerle karşıma çıkan iki genç adam, iş bulamadıklarını, aç olduklarını söyleyip bir çorba parası istemişlerdi. Ben de birer çorba içecek para vermiştim. Aradan birkaç ay geçtikten sonra aynı kişiler başka bir cadde üzerinde –ki kalabalık bir saatti- aynı cümlelerle karşıma çıkmışlardı. O zaman ellerinde taşıdıkları motorlu testerenin motor kısmının boş olduğunu görmüştüm. Belli ki ağır yük taşıma zahmetine de girmemişlerdi. O sıradaki kalabalığın verdiği cesaretle “Burada her ev doğalgazlıdır, kimse odun kestirmez, başka semte gidin” demiştim. Çok bozulmuşlardı. Aylar önce bir kez daha kandırılmıştım. O günden sonra hiçbir dilenciye bir kuruş bile vermedim. Son kandırılmamdan buyana 10 yıldan çok zaman geçmiştir.

Zor durumda bir insanı görüp ona yardım etmek her iyi insanı gururlandırır. Bu gururlanmanın ardından kandırıldığını öğrenmenin insanda yarattığı duygu, aldatılma yani ihanete uğrama duygusudur.

Bağış çetesi de bağış yapan insanlarda, ihanete uğrama nedeniyle onarılması zor bir travmaya neden olmuştur.

Ankara, 19 Eylül 2008

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..