Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Balıkesirli Şeyh Lütfullah

Ankara’da Hacı Bayram Veli ne ifade ediyorsa, misyonu neyse Balıkesir için de Şeyh Lütfullah Efendi odur..

 

Anadolu irfanını Anadolu’da Türk-İslam inancını nakış nakış işleyen, kılıç ile alınan toprağı kalem ve söz ile inanç ve bilgi ile  yurt haline dönüştüren, fethi tamamlayan ve Anadolu'yu aydınlatan “Kalem Ordusu” nun komutan ve askerleri vardır. 

Onlar toprağın fethinden sonra Gönülleri fethederek o beldeye mührümüzü vuran ve o toprağı vatan haline dönüştüren dervişlerdir.

 

Biz onlara Anadolu Erenleri diyoruz ki onların izlerini sadece Anadolu’da değil, Balkanlar’dan Afrika’ya yeryüzünün dört bir yanında görmek mümkün.

 

Ahmet Yesevi, Şeyh Edebali, Ahi Evren, Aziz Mahmut Hüdayi, Hace Bektaş Veli, Yahya Efendi, Mevlana, Somuncu Baba, Telli Baba gibi Anadolu’dan Balkanlara, Orta Asya’dan Afrika’ya hangi Beldeye gitseniz oranın bir manevi mimarı, muhafızı, aydınlatan güneşini mutlaka görürüsünüz. Hepsi İslam’ın her meşrepteki insanı Allah’a ulaştıracak bir yolu olan Tasavvuf erenleridir. Her beldede onlara ait merkezinde Cami bunan, eğitim veren mektep, gönül sohbetleri ve Allah zikri yapılan zaviye, muhtaçlara sosyal yardımların yapıldığı imaret ve aşevi gibi bir külliye ve vakfiyesi vardır.

 

14 ve 15. yüzyılda Anadolu’nun ortasında âdetâ bir çekim merkezi hâline gelen Hacı Bayrâm-ı Velî; Akşemseddîn (ö. 863/1459), Yazıcıoğlu Muhammed Bîcân (ö. 855/1451) ve Eşrefoğlu Rûmî (ö. 874/1469-70 ?) gibi şahsiyetleri yetiştirmesi ile irfânî geleneğimizin teşekkülünde önemli sûfilerin başında gelir.

 

Hacı Bayram Veli’nin, Bursa’da Somuncu Baba’dan aldığı irşad görevi sadece Ankara ve civarında sınırlı kalmamış, yetiştirdiği halifeleri Osmanlı coğrafyasının dört bir tarafına yayılmıştır.

 

Manevî yolculuğunu Hace Bayram Velî’nin yanında tamamlayarak, halifelik görevi alan zatlardan biri de Balıkesirli Şeyh Lütfullah’tır.

 

İslam Tasavvufunun bu Dervişleri gittikleri her beldede Vakıflar kurarak Cami etrafında mektep, zaviye, aşevi benzeri kurumlar ihdas ederek bulundukları belde ve çevresinin dini, sosyal, iktisadi, eğitim ve kültürel yapısını dönüştürmüşlerdir.

 

Hacı Bayram Veli’nin halifelerden biri olan Şeyh Lütfullah’ın Balıkesir’de kurulmasına vesile olduğu vakıf ve buna bağlı olarak inşâ ettirdiği câmi, mektep ve zâviye gibi eserler hizmet aşkının sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

 

XV. yüzyılda Balıkesir ve çevresinin dinî ve kültürel yapısının şekillenmesine katkıda bulunan Şeyh Lütfullah’ın hizmetlerinin sadece câmi çatısı altında, manevî bir alanla sınırlı kalmadığını; bölgenin iktisadi, sosyal ve eğitim hayatında da etkili olmuştur. Bu itibarla Şeyh Lütfullah ve Zâviyesi, Anadolu irfanının hayatın içinde yer alan, aktif ve dinamik veçhesini temsil eden önemli bir örneklik oluşturmaktadır.

 

Şeyh Lütfullah Efendi, İsfendiyaroğulları soyundan gelmektedir. Üst düzey bir görevde iken bu vazifesini terk ederek tarikata intisâb etmiş ve Balıkesir’e yerleşmiştir.

 

Daha sonra gittiği Ankara’da XV. yüzyılın önemli mutasavvıfı Hacı Bayram Veli ile tanışmıştır. Gerçekleştirdikleri sohbetler neticesinde aralarında büyük bir muhabbet doğan bu iki kişinin birliktelikleri, Şeyh Lütfullah’ın Hace Bayram Velî’yi Balıkesir’e davet etmesiyle bir süre daha burada devam etmiştir. Lütfullah Efendi şeyhi için Balıkesir’de güzel bir ev yaptırmış, Hace Bayram bir süre Balıkesir’de ikamet etmiştir.

 

Hace Bayram Ankara’ya dönerken Şeyh Lütfullah’ı Balıkesir ve dolaylarında Tarîkat-ı Bayrâmiyye’yi yaymak üzere hilâfetle görevlendirmiştir.

 

Vefat tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, Fatih Sultan Mehmet’in (hs.1451-1481) saltanatının başlarında öldüğükaydedilen Şeyh Lütfullah’ın kabri, Balıkesir’de kendi adıyla anılan câminin haziresinde bulunmaktadır. Şeyh Lütfullah’ın Bahâeddin (ö. 895/1489-90) isminde bir oğlu ve Şeyh Muhyiddin Mehmed (ö. 952/1545-46) adında bir torunu olduğu bilinmektedir.    

 

Şeyh Lütfullah, kendi kazancıyla inşâ ettirdiği Cami ve Zâviyesi ile, yaşadığı dönemden başlayarak yüzyıllar boyunca devam eden önemli ve kalıcı hizmetlere imza atmıştır.

 

Şeyh Lütfullah Vakfı bünyesinde, büyük bölümü câmi görevlisi olmak üzere farklı konumlarda çeşitli vazifelerin icrâ edildiği görülmektedir. Bu anlamda; “imâmet, hitâbet, müezzin-kayyım, vâiz ve nâsih, muallim-i sıbyân, ferrâş, tabbâh ile nezâret” görevleri vakıf bünyesindeki görev alanları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum Şeyh Lütfullah Vakfı’nın; din hizmetlerinin yanında eğitim alanında da hizmet verdiğini; ayrıca ihtiyaç sahiplerinin yemek yiyebildiği, sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın gerçekleştiği bir merkez olma özelliği taşıdığını da göstermektedir.

 

Şeyh Lütfullah’ın kurmuş olduğu vakfa ve yürütmüş olduğu hizmetlere bakıldığında, onun da tıpkı mürşidi Hace Bayram Velî gibi misyon sahibi büyük bir zât olduğu görülmektedir. İnşâ ettirdiği câmide gönül ehli ile ârifâne söyleşen ve halleşen Lütfullah Efendi, zâviyeyi muhtaç durumda olanların ihtiyaçlarını karşıladıkları, karınlarını doyurdukları bir müessese hâline getirmiştir.

 

Câmi ve zâviyenin hizmetlerinin devam edebilmesi için Şeyh Lütfullah’ın kurmuş olduğu vakıf üzerindeki tasarruf yetkisinin, vefatından sonra oğlu Mevlânâ Bahâeddîn’e geçmiştir. Bahâeddin b. Şeyh Lütfullah’ın vakıf gelirlerinin ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasına ihtimam gösterdiği; ayrıca Balıkesir’de bir Sufihane yatırdığı bilinmektedir. Bahâeddin’den sonra vakıfta tasarruf yetkisi; oğlu (Şeyh Lütfullah’ın torunu) Muhyiddin Mehmed Efendi’ye geçmiştir. Sonrasında ise bu vazife, aynı soydan gelen zevât tarafından, geçen yüzyılın başlarına kadar devam ettirilmiştir. ( Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 2018, Cilt:22 Sayı:2- Abdülmecit İslamoğlu, Mehmet Akkuş)

 

Şey Lütfullah Vakıf, sahip olduğu gayr-ı menkûllerden elde ettiği gelirlerle yaklaşık beş yüz yıl boyunca hizmetlerini sürdürmüştür.

 

Cami Ocak 1898 Depreminde tamamen yıkılmış mevcut haliyle II. Abdülhamid’in emriyle genişletilerek yeniden yapılmıştır. Cami en son 2010 yılında restore edilmiştir.

 

Günümüzde sadece Cami hizmetine devam etmektedir. Vakfa ait zaviye, mektep, aşevi gibi hizmet binaları ile gelir getiren gayrimenkuller maalesef yoktur..

 

Cami bahçesinin bir bölümü Subay Orduevi’nin Otoparkı, bir bölümü ise özel şahıslar tarafından yapılmış binalar ile çevrilidir. Büyükşehir Belediyesi bu binaları kamulaştırıp yıkarak ve hiç olmazsa Camiyi görünür kılabilmek için yasal çalışmalara devam etmektedir.

 

Balıkesir’in dini, iktisadi, sosyal, eğitim ve kültür hayatının, Balıkesir kimliğinin oluşumunda bunca hizmeti, etkiyi yapmış adeta Balıkesirlileri, Balıkesir’i beş yüz yıl boyunca maddi ve manevi yoğurmuş, şekillendirmiş, gönül ehli bir merkez olmuş Şeyh Lütfullah Efendi’nin Vakfiyesinden bu güne sadece Cami kalması, etrafının, Vakfa gelir getiren mallarının yaşatılamaması,   adeta yağmalanıp talan edilmesi şehrimiz için büyük ayıp ve kayıptır…

 

 
Toplam blog
: 178
: 1496
Kayıt tarihi
: 01.10.07
 
 

Balıkesir doğumlu.1990 İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mezunu. Balıkesirspor Kulüp Yöneticili..