Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '13

 
Kategori
Müzik
 

Balkania Bekriya

Balkania Bekriya
 

alıntı


1992 yılından önce  memleketim sorulduğunda, baba tarafımın aslen Yugoslavyalı olduğunu Balkan savaşları ile birlikte Osmanlının Balkanlardaki hâkimiyetinin azalması ile dedemin ailesinin İstanbul’a babaannemin ailesinin Bursa’ya geldiğini; yıllar sonrada bu iki ailenin çocuklarının evlenip babamla, halam olduğunu anlatırdım. 

1992 yılından sonra Yugaslavya’nın dağılışı ile birlikte, memleketim sorulduğunda baba tarafım aslen Bosna Herseklidir demeye başladım. 

Geçen sene kaybettiğim rahmetli babaannem, 90 lı yıllarda balkanlarda yaşanan yıldırma politikasının temellerinin balkan savaşları sırasında oluştuğunu; Müslüman halkın hayvanlarını da yanlarına katarak, çoluk çocuk genç yaşlı demeden topraklarını geride bıraktıktan sonra, kilometrelerce yol kat ettiklerini. Evlerinden ayrılmış olmanın verdiği hüzün ile birlikte, dinleri yüzünden katledilme korkusunun ana vatana ayak basmaları beraberinde derin bir nefes almalarını, zulümden kurtulduklarına şükrettiklerini, bu imkânı kendilerine sağlayanlara duacı olduklarını anlatırdı. Anneannesinin çocukluk dönemlerine denk gelen o dönemleri ona annesi anlatılmıştı ve ana dillerini de unutmamışlardı.

Babaannem Boşnakça konuşurdu ama Rahmetli dedemin konuştuğunu hiç duymadım.  Rahmetli babam Boşnakça bilmezdi, halam ise ne söylendiğini anlar ama Türkçe cevap verir. Daha sonraları bizimkiler ile beraber göç eden bazı ailelerin çocuklarına Boşnakcayı bilip bilmediklerini sorduğumda “evde konuşturmazlardı, konuşsak uyarılırdık, Türkçe konuşun derlerdi, biz de unuttuk” yorumları ile karşılaştım.

Balkan Savaşı beraberindeki göç kafilelerine dâhil olmayan birçok aile topraklarını bırakmamış geride kalmıştı. Yıllar sonra göç etmeyip orada kalan, halen Rozaje’de yaşayıp Türkiye’ye okumaya gelen sevgili arkadaşım Meliha’nın ailesi de bunlardan biri. Meliha’ya babaannemden duyduğum bir iki kelimeyi söylediğimde bana bu kelimelerin balkanlardaki çok az gencin bildiğini, eski Boşnakça kelimeler olduğunu söyledi.

İlkokul yıllarımda grip olur, yatak döşek yatar günlerce kendime gelemezdim. Bazen ateşimi düşüremezlerdi. Bu dönemlerde babaannem büyüklerinden duyduğu memleket türkülerini söylerdi ama ne dediği, nelerden bahsettiği konusunda hiçbir fikrim olmazdı. Türkü bittikten sonra babaannem türkülerin hikâyelerini anlatırdı. Keşke o hikâyeleri yazsaydım, söz uçtu. Keşke babaannemin sesini kaydetseydim.

------------

“Türklerin, Türkçenin, Türk Şarkılarının, Türk filmlerinin, sadece bir Türk okulunun, sadece bir tek caminin olduğu yerde doğum,  Kosovskatmitravitcea.

Benim de hayallerim vardı. Şimdiki adı “Eski Yugoslavya” olan ülkede doğdum. Çocukluğum Türk filmlerinin Türk şarkılarının çok az olduğu yerde geçti.

Türkiye’ye gelmek bir hayaldi.
Türkan Şoray’ı görmek hayal ötesiydi.
 O’nun saçını, makyajını yapmak mı? Daha neler…” diyen Makyözlüğünü yaptığı Sezen Aksu için “Sezen Aksu ile şarkı söylemek mi? Yok artık!”
“Şarkı söylemeyi hep sevdim. Kimseyle paylaşmak değildi amacım: sadece bir şarkıyı kaydedip kızıma bırakmayı hayal ettim. Bu albüm ile “ hayallerimden büyük oldu hayalim”, “Bana, kızıma, aileme ve Balkanlarda kalan köklerime verdiği hediye için o’na sonsuza kadar minnettar kalacağım” diyor Sezan Aksu için Sevgili Suzan Kardeş.

“ Suzan, hep paylaşmayı sevdi…
…Bekriya, çocukluğunun sonsuza dek yitirdiği Yugoslavya’sından buralara taşan yükün adı. Babasının lakabı. Hem orada kalmış, artık başkalarının içtiği meyhanesinin adı. Bekri’yi bilir muhabbet bağına sık girenler. “Çok içen” demek. Bekriya da.

Suzan kardeş, on yıllardır makyöz olarak ülkenin bütün sanatçılarını boyadı. Hepsine kendi güzelliğini kattı. “Bostancı Gözteri merkezi’nde, bir konser sırasında düşüp kaşımı yaraladım. Eve dönerken, arabada, dikiz aynasından kaşımın halini gördüğümde, mühim bir şey atlattığımı düşündüm ve korktum. O an, kendi kendime şöyle dedim”Ah Suzan, az daha gözün çıkıyordu, Kör makyöz olmaz ama kör meyhaneci olur, hem de baba mesleği…” Ve o gün kendime bir meyhane açmaya karar verdim” diye anlatıyor meyhaneye dönüşünü.

Suzan yıllara Boğaz’da Bekriya adını vermiş olduğu bir meyhanede Kosova’dan gelen turşularla, baharatlarla yaptığı mezelerle ağırladı konuklarını. Erik rakısının, pırşutanın, tavçena grafçenin, Bekriya köftesinin yanı sıra. “Amerika Kosova’ya bomba atınca benim meyhaneme de düştü. Tadım kaçtı ve dükkândan uzaklaşmaya başladım. Bir müddet direndim. 2004’te kapattım. Bekriya sadece 12 yıl çalışabildi” diyor şimdi.  Suzan hep kalabalıktı. Ardından çocukluğunun ülkesinde kalanlarla bağını hiç kopartmadı. Çok hayat kurtardı. Sessiz bir kahraman olarak mucizelere hep inandı.

Suzan’ın sesini de tanır, onun yakınında muhabbete yuvarlanmışlar. “ Meyhanedeki gecelerde, çok keyiflendiğim zamanlarda, mikrofonsuz, akustik Rumeli Türküleri ve Sevdalinkalar söylerdim. Sevdalinka, kafes arkası şarkı demek. Osmanlı döneminde Bosna’da yaşayan Müslümanların söylediği sevda şarkılarıydı bunlar…”

Arnavut, Boşnak, Makedon şarkıları onun içli sesinden dinlerdik.

Sonra onu Sezen Aksu’nun sahnesinde gördük. Fasıllarda gördük. Başka zamanlara ait bambaşka bir dünya gibiydi.

Şimdi de çoğunu çocukluğundan hatırladığı şarkılardan oluşan bir albümle çıkıyor karşımıza. Eski radyo günlerinden bir bir nefes gibi. Yiten giden çocukluğu, hoyratça değişen dünyaya, gösterişe inat tertemiz bir sesle, çırılçıplak bir yürekle söylüyor şarkılarını. Anneniz başınızı okşamış gibi oluyorsunuz.”  diyor Sayın Yıldırım Türker, Sevgili Suzan Kardeş’in resmi web sitesinde “Meyhane” bölümüne yazdığı yazısında.

Çocukluğumdan hasta yatağımda beni iyileştiren melodiler Sevdalinkalardı ve Sevgili Suzan Kardeş’in kızına hatıra bırakmak amaçlı düşündüğü Sezen Aksu sayesinde bizlere ulaşan o güzelim albümleri sayesinde çocukluk anılarıma döndüm, duygulandım. Rahmetli babaannemin başımı okşadığını hissettim.

Benim yapamadığımı yapmış kızınıza ne güzel bir hatıra bırakmışsınız.Ağzınıza yüreğinize sağlık Sevgili Suzan Kardeş. İyi ki varsınız.

Kaynak: http://www.suzankardes.com

http://www.suzankardes.com/muzik01.asp
http://www.suzankardes.com/muzik02.asp

 
Toplam blog
: 17
: 1181
Kayıt tarihi
: 20.02.13
 
 

1981 Ankara doğumlu. İşletme Fakültesi Mezunu. Okur, dinler... ..