Bana müsaade

‘’Büyük lokma yut, büyük söz söyleme’’ demişler.

Ben hem büyük lokma yuttum hem de büyük söz konuştum, şimdi onun cezasını çekiyorum.

Alman futbol adamı Daum 2. kez Fenerbahçe’ye geldiğinde, (E) Kora. Atilla Kıyat’ın da aralarında bulunduğu çok az Fenerli tavır koyup Daum’un gelişini protesto etmişti.

Sağduyulu Fenerbahçelilerin isyanının nedeni, Alman Teknik adamın kokain içtiğinin ortaya çıkmasıydı.

Futbol aleminde gençlere örnek olması gereken birinin, zaaf göstererek kötü huylar edindiğinin ortaya çıkması çok kötü bir örnek olmuştu.

Sigara kullanımının bile çağdışı sayıldığı günümüzde, kokain gibi bir maddeyi kullanan birinin Fenerbahçe’ye teknik adam olarak göreve başlaması bazı değer yargılarının yer ile yeksan olduğu anlamına geliyordu.

Ben o günlerde çok gülmüştüm, kokainciden başka adam bulamamışlar mı? Diyerek hafiften dalgamı geçmiştim.

Lafı uzatmayalım, aradan yılar geçti, Hikmet Karaman’la yollarını ayıran Bursaspor Teknik Direktör arayışına girdi.

Ortaya birkaç yerli hoca adı atılınca, taraftarın büyük çoğunluğu bazı isimlere karı çıktı.

Falancanın adı geçti, o kim ki? Denildi.

Falancanın adı geçti, onun çapı ne? Denildi.

Kariyer sahibi, boylu boslu oğluna gelin arayan erkek çocuk anası pozlarına girdik, karşımıza kim çıksa, kimin adı anılsa dudak büktük, bir kusur bularak eledik.

Memlekette adam bulamayınca, bizim iş bilir yönetim yurtdışına açıldı, yabancı teknik adamlarla görüşmeye başladı.

Görüşülen isimler arasında Daum’un da olduğunu öğrenince inanamadık, yönetim bize latife yapıyordur diye düşündük.

5,5 milyarlık insanlık âleminde Daum’dan başkasını bulamadılar mı? Diyerek meseleyi geçiştirmeye çalıştık.

Maalesef haber doğru çıktı, dün gece yarısına doğru bir TV kanalı Daum’la 2 yıllık sözleşme imzalandığını alt yazıyla izleyicililerine duyurdu.

Bayramın ilk günü yaşadığımız hezimetten sonra bu karşılaştığımız 2. olumsuzluktu.

Biz bunlara asla müstahak değildik.

 Ama yönetim çaresizlik hissettiğinden olsa gerek, alabileceği e yanlış kararı aldı, tercihini Daum’dan yöne kullandı.

Yaşım 54, kendimi bildim bileli Bursasporluyum.

 3 defa küme düştük, birini mahkeme kararıyla, birisini kurallar gereği atlatmıştık, 3. de bir alt ligi boylamıştık, o gün bile bu kadar utanmamış bu günkü kadar kahrolmamıştım.

İnsanlar ilkeleriyle yaşarlar.

İlkesiz insan omurgasız canlılara benzer.

Hayatım boyunca ben içki içmedim, sigarayı da tam 21 sene önce şutladım, hayatımdan çıkardım.

Belli bir dünya görüşüne sahibim.

Madde kullananlara karşı en ufak bir hoşgörü beslemiyorum.

İsterse bu kişi benim babamın oğlu olsun, affetmem.

‘’40 yıl günahkâr, bir gün tövbekar’’ sözünün derin anlamına da inanırım inanmasına ama meseleyi akıl süzgecimde ölçüp tarttığımda renklerine gönül verdiğim Bursaspor’un başına dünya alemin alemci olarak tanıdığı birinin getirilmesini de hazmedemiyorum.

Bu nedenle Daum ve Daum’u göreve getirenler Bursaspor’dan gitmedikçe Bursaspor’la ilgili en ufak bir yazı yazmamaya kesin kararlıyım.

Abiii, bir pire için yorgan yakılır mı? Denildiğini duyar gibiyim.

Evet, yakılır, yakılmalıdır.

İnsan denilen etten kemikten, ruhtan ve ahlaktan ibaret canlı ilkeli olmak zorundadır.

Ama abi, bak; falancalar şike yaparken suçüstü yakalandılar.

Onlar bile işi yüzsüzlüğe vurdular, temiz futbol özlemini dile getirenlerden daha fazla konuşuyor, ortalığı yaygaraya boğuyorlar.

Tamam da, Allah’a çok şükür ben bahsettiğin o falancalardan değilim.

Benim adım Ümit.

Soyadım İpekçeker.

Falancalı, fişmancalı değil, Bursasporluyum.

Yönetimin yaptığı hatayı asla Bursaspor’un kurumsal kimliğine bağlamıyorum.

Fakat Daum’la değil Türkiye şampiyonluğu kazanmak, Dünya şampiyonu bile olsak bu zillete ortak olmayacağımı şimdiden deklare ediyorum.

Bana müsaade.

Her gelişin bir gidişi vardır.

Ölmezsek sağ kalırsak, Daum gidince belki yeniden görüşürüz.

(Hastayım, ne olacağım belli değil) Ömrüm yetmezse de ahirete yazışırız…

Şikeyi hoş görenler hariç, herkesten helallik istiyorum.