Barak havasını samba ile harmanlamak

Kış aylarının ülkemde cirit attığı dönemlerde, endişe sessizce çığlık atar içimde. Takımımı Anadolu’ya, deplasmanlara uğurlarken, mandallarım kafamdaki soruları, soru işareti çengelinin ipine. Ve SARI-LACİVERT’tir bu mandallar.

Gidilen her deplasmanın meteorolojik muhasebesini tutarım yüreğimde. Merak ederim saha yeşilliğindeki söküklerin derinliklerini.

Antep deplasmanımızda da benzeri endişeler vardı içimde, ta ki takımımın cebinde getirdiği güneşi, Gaziantep semalarına salıverene kadar. Bu demek oluyor ki hava ve saha futbol oynamaya son derece müsait. Zaten 5-0’lık galibiyet bunun en belirgin kanıtı.

Mehmet’in kara tahta önünde, tek ayak üstünde durma cezasını andıran kart cezası nedeniyle, yerini Kemal’e bırakması. Fırsatı değerlendiren mahcup Antep’limizin direği çatlatırcasına attığı gol, yaptığı asist. Çıplak kafasına topun darp etmesinden dolayı, Edu’nun Roberto’ya uyguladığı ufak çaplı bilinç kontrol muayenesi. Büyük kaptanın tayfalarına attığı kakao aromalı pasları ve skora katkısı. Deivid’in barak havası ile sambayı harmanlayışı sayabildiğim güzelliklerden bazıları.

Semih’in verilmeyen penaltısı, bilet fiyatlarının serseriliği, tribünlerin Tuncay formalı kaleci Oğuz’u tartaklayan sözleri madalyonun diğer yüzü.

Sonuç olarak çekinceli olarak gidilen Antep deplasmanından güle oynaya döndük diyebiliriz. Takımımız maç sonrası mini bir kamp için Antalya’ya uçtu araya serpiştirilen Alanya maçı için…