Barış İçin

Dağ bayır gezmeyi çok severim ben…
Arkadaşlarımda benim gibidir. Kafa dengi birkaç kişi yanında olsun yeter zaten.

Geçtiğimiz hafta sonu can dostum Müge ve Korhan ile yeni bir yer keşfettim.  Doğrusu eski bir arkadaşım, Nihan’ın instagram hesabındaki paylaşımından sonra keşfettik.

Hemen arabaya atlayıp Yuvacık’ta ki Marangoz Bahçe Kafeye gittik.  Salash bir yer, manzarası ve menemeni müthiş.

Kendisi de eski bir fotoğraf sanatçısı olan Kafenin sahibi Gökhan bey, doğal bir stüdyo kurmuş. Yani kafeye gittiğinizde fotoğraf çekinebileceğiniz çok güzel köşelerle karışılacaksınız.

Biz de menemen ve mıhlamalarımızı yedik,  çayımızı içip mekandan ayrılmak üzereyken Gökhan beyle tanıştık.

Kendisi dünya barışı için çalışıyor, üstelik bu kafeyi de “Barış” için açmış.

Çok garip değil mi? Gökhan beyin hiçbir ticari korkusu  ve amacı yok.
Tek amacı kendi bildiklerini anlatabilmek. “Barış” ı anlatabilmek.  Bulunduğu konumu “Dünyanın merkezi” olarak adlandırıyor. Ve o kadar samimi ki.

Samimi ve gönüllü insan bulmak zor.
Yolunuz Yuvacık’a düşerse, mutlaka Marangoz Bahçe Kafeye uğrayın.
Gökhan beyin yeni dünyaya gelecek olan çocuğu için, umarım adı “Barış”olur.

Yannis Ritsos’un şiiri ile bitirmek istiyorum

“Barış”

“Çocuğun gördüğü düştür barış,
Ananın gördüğü düştür barış,
Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış,
Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba
elinde yemiş dolu bir sepet;
ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak testi gibi
ter damlalarıyla alnında...
barış budur işte.

Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman
ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara,
yangının eritip tükettiği yüreklerde
ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun,
ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık,
boşa akmadığını bilerek, kanlarının,
barış budur işte.

Ve Scorpions’dan bir şarkı “Wind Of Change”…