Baro Başkanı siyasi düşüncesini ortaya koymak zorunda

Türkiye’de Baroların Politik Yönü 

Ülkemizde insanlarımız hükümet yanlıları ve karşıtları ve güney doğulular olarak üçe ayrılıp politize edilmiştir. Dolayısıyla yargı konusundaki sözde reforma özde ise yargının tamamen hükümetin emrine verilmesine 24 baro başkanı karşı çıkıp bildiri yapıldı. Bunlar genelde batıdaki illerdi. 

Bugün de 37 baro başkanı hükümeti destekleyen yönde karşı bildiri yayınladı. İzmir’in desteğiyle batı barolarının sayısı 25 oldu. 20 baro başkanı ise çekimser kalmıştır. Dolayısıyla her konuda eğer bir ilde başkan, müdür gibi önemli bir mevkide ise mutlaka yönünü belirtmen gereken bir ülke konumuna geldi. Müdür, başkan gibi atamalarda ya da seçimlerde kararı seçilen ya da atanan kişinin hizmetleri değil ne yazık ki siyasi ve politik duruşu etkilemeye başladı. Hükümete yakınsan bir sonraki dönemde yine iyi bir yere müdür, başkan olarak atanacaksın ama hükümete uzaksan uzak diyarlar, merkeze çekilmeler seni bekliyor olacak. İleri demokrasi bu olsa gerek. Barolarla ilgili yazının devamı ekte yer alıyor. 37 baronun başkanlarının hangi illerden geldiğini araştırmaya gerek yok zaten. Referandum da evet oyu ile 37 baro başkanının geldikleri yerler aynı yerler. 

37 barodan karşı bildiri 

Hükümetin Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’ne ilişkin yasa tasarıları baroları böldü. 24 baro başkanının tasarılara tepki gösteren açıklamasına karşılık dün de “Geciken Adalet Adalet Değildir” başlığı altında 37 baro başkanının imzasıyla tasarılara destek açıklaması yapıldı.

37 baro başkanının açıklamasında şunlar kaydedildi: “Yargıtayda bekleyen dosya sayısı 1 milyon 700 bin civarındadır. Görülüyor ki, yargıda gerçekten de yangın vardır. Oysa gerek Yargıtay ve gerek Danıştay birer içtihat mahkemesi olması gerekirken, mevcut daire yapısı ve işleyişi ile bu özelliğinden oldukça uzaktır. Temyiz dosyalarının olağanüstü fazlalığı, daire, üye, tetkik hakimi ve personel azlığı gerek Yargıtay ve gerekse Danıştayı birer içtihat mahkemesi olmaktan uzaklaştırmıştır. Geciken adaletin, adalet olmadığı kabul edilen bir olgudur. Ülkenin çok ciddi ve radikal ölçekte bir yargı reformuna ihtiyacı vardır. Bu olgu sağ duyulu tüm kişi ve kurumlarının kabulüdür. Yargısal reform yapılırken, her türlü ön yargı ve statükocu anlayıştan uzaklaşıp toplumsal ihtiyaç ve beklentilerin karşılanarak yapılması gerekmektedir.”

Her iki bildiriye de imza vermeyip sesiz kalan 20 barodan, İzmir barosu, tasarıya karşı eylem yapacağını açıkladı. Diyarbakır barosu ise siyasi gerekçelerle uzak durdu. 

http://haber.gazetevatan.com/37-barodan-karsi-bildiri/356595/1/Gundem