Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Barolar ve baronlar!...

Barolar ve baronlar!...
 

Kırmızı kart hiç olmaması gereken ellerde....


Baro, avukatların oluşturduğu meslek örgütüdür. Yani bir hukuk kurumudur. Hem de "savunma"ya yönelik sivil toplum örgütüdür.

Bu özellikleri içinde bulunduran bir "örgüt"ün herkesten önce hak ve hukuk yanlısı ve herkesten öte sivil olması gerekir. Hatta, devletin kurumsal yasakları karşısında hukukun da ötesinde kişiye yönelik "pozitif ayrımcı" duruşlar sergilemesi beklenir.

Beklenir beklenmeye de bu ülkede her beklediğini bulamazsın kolay kolay... Bakınız işte, İstanbul Barosu yeni bir eyleme daha imza atıyor. Zeynep Çavuşoğlu isimli başörtülü kızı, başörtüsü taktığı için, CMK  üzerine kurs verilen otele bile almıyor.

Hukukçu ve dahası "savunmacı" bir örgüt, kendi üyesine, başörtüsü takıyor diye "Yassah" çekiyor kapıda...

Baro'ya bak hizaya geç!...

Mübarakler "baro" değil, "baron" sanki... Hem de hukuk baronları... Statüko'nun muhafazası adına yemin içmişler bu hukukçu savunmacılar...

Başörtüsü takıyor diye, hukuk mezunu bir kızı, sertifika programının kapısından sokmayan bu "Baron"lar, acaba başörtülü müvekkil de kabul etmezler mi?

Yani, başörtülü bir müşteri gelse de, bizim yüksek hukukçu "baron" lara iş teklif etse, "biz sizin işinizi yapmayız, önce başınızdaki örtüyü çıkarın sonra gelin" mi derler; yoksa "mor yüzlük"leri görünce, "hakkınızı savunmak için en iyi yere geldiniz" mi derler.

İstanbul Barosu, hukukun "İstanbul dükalığı" gibi davranışlar sergilemeye devam ederse, giderek daha demokratikleşen bir ülkede çok aykırı kalırlar.

Bütün "kamusal alanlar" insan haklarına aykırı olarak başörtülü ya da başı açık, şu inançtan bu inançtan her kim olursa olsun insanlara kapılarını kapatsa bile, siz sayın "baro mensupları" siz, kapılarını daima açık bulunduracaksınız.

Siz, bir ideolojiyi temsil edemezsiniz. Siz, devletin sisteminin savunucusu da olamazsınız. Siz, her halükarda hak savunuculuğu yapmak durumundasınız.

Hukuk fakültesinde bunları öğretmediler mi?...

Yahu, bu nasıl ülke, doktoru başörtülü diye hastaya bakmaz, avukatlık kurumu başörtülü diye kendi üyesine içeri almaz...

Bizim üniversitelerimizde yıllarca ne öğretilmiş gençlere...12 Eylül cuntacılığı, boş durmamış belli ki...

Sadece bir kısım öğretmenleri değil, bir kısım doktorları da, avukatları da, akademisyenler de kendi "militanı" olarak yetiştirmiş...

Şimdi bu ülke bu "militan"larla uğraşmak durumunda. Hem de HSYK eski başkanı, şimdiki CHP milletvekil E.Ülker Tarhan hanımefendinin dediği gibi "demir leblebi" militanlar bunlar...

Dişlerini seviyorsan çiğnemeyeksin, diyorlar zahir!...

Tamam kimse sizi çiğnemez, çiğneyemez de, tüküremez de mi!...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..