Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Başbakan Erdoğan'ın 'sosyolojik formatı' ve sonuçları

Başbakan Erdoğan'ın 'sosyolojik formatı' ve sonuçları
 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'davranış' ve 'tutumunu'  Gezi Olayları'nın başlangıcı 30 Mayıs 2013 tarihini milat alarak irdelemeye  çabaladım.

Blog yazımın başlığında yer alan 'sosyolojik format' yerine 'sosyo-psikolojik' veya 'davranış bilimleri' açısından 'kişisel formatı' ve sonuçları şeklinde de olabilir.

Blog yazımda Başbakan Erdoğan'ın  'sosyolojik formatını' irdelerken asal amacım 'siyasal eleştiri' olmayıp, 'yansız,' 'objektif' ve 'bilimsel' bir çalışma ürünü ortaya koymaktır.

Başbakan Erdoğan'ı  03 Kasım 2002'de iktidara geldiği günden itibaren çok sıkı takip ediyor ve gözlemliyorum.   

Başta Adnan Menderes, Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere Adolf Hitler, İsmet İnönü, Necip Fazıl Kısakürek, Ziya Gökalp, Mevlana Celalettin Rumi, Yunus Emre ve İslamiyet'in olgunlaşma ve yayılma döneminde rol oynayan peygamber Hz. Muhammed  ve halifelerin farklı yönleri Başbakan Erdoğan'a esin kaynağı oluşturmuştur.

Ayrıca Başbakan Erdoğan'ın çevresinde kümelenmiş başta kızı Sümeyye Hanım olmak üzere adlarını buraya sığdıramayacağım kadar çok özel danışmanları en güvenilir ve zengin bilgi kaynağını oluşturmaktadır.

Başbakan Erdoğan'ın 'sosyolojik formatında' 'tek adam olma' özelliği en başta yer almaktadır.

Başbakan Erdoğan  'tek adam olma' anlayışı ile 'dediğim dedik çaldığım düdük'  veya  'her şeyi ben bilirim' davranışını sergilemektedir.

 Fakat 30 Mart 2013 Yerel Seçimlerinde 'antidemokratik lider' veya 'totaliter lider' özelliklerini taşıyan Başbakan Erdoğan milli iradenin çoğunluğu tarafından kabul görmüştür.

''Kuvvetler ayrılığı ilkesini' önünde engel gören Başbakan Erdoğan'ın asal hedefi tüm güçleri elinde toplamaktır. Bu anlayış 'demokrasi' rejimini riske etmektedir.

Başbakan Erdoğan ülke yönetiminde iki 'stratejik format' uygulamaktadır.

Bunlardan ilki 'aba altından sopa gösteren' 'totaliter lider' olmak veya ülkede bir 'düşman ve düşmanla baş edebilen 'kahraman lider' yaratmaktır.

Başbakanın 'Bakın biz bu yaşananları asla ve asla unutmayacağız, bunları  unutmak mümkün değil' ifadesi 'korku salma' ve 'öç alma' unsurlarını içermektedir

'Ak Partinin Grup Salonu'ndan 30 Mart Seçimleri'ni Türkiye'nin istiklal ve istikbal mücadelesini  zafere taşıyan herkese sonsuz şükranlarımı ifade ediyorum'  söyleminde Başbakan  kendini  T.C. Devleti'nin bağımsızlık ve geleceğini kurtaran, zafere taşıyan 'Ulusal Önder,' 'Kurtarıcı Lider' olarak tanımlıyor

Diğer bir ifade ile  kendisinin 'eski' diye tanımladığı Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımamaya başlayan Başbakan; kurucusu olarak özümsediği 'Yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni deklare ediyor.

Başbakan kendi yarattığı 'iç düşmanlara' karşı zafere ulaşan bir 'kahraman' konumuna geliyor.   

11.04.2014, İzmir, Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır.

 
Toplam blog
: 392
: 908
Kayıt tarihi
: 27.11.11
 
 

1951 Muğla doğumluyum. Ege Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'ni 1974 yılında bit..