Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '13

 
Kategori
Dünya
 

Başbakan Erdoğan’ın ABD çıkartması

Başbakan Erdoğan’ın ABD çıkartması
 

Türk ve ABD yetkilileri bir arada (Washington16.05.2013)


Başkan Obama ile Başbakan Erdoğan’ın görüşmeleri çok verimli geçmişe benziyor.

Çok özel görüşmeler kapsamında ortaya çıkan görüntüler çok çarpıcı.

Sanırım ABD başka hiçbir başbakana bu tür bir yakınlık göstermemiştir.

‘Böyle bir samimiyet dünyada var mı hiç’ dedirtecek kadar anlamlı bu görüntüler.

O çağların çirkin işgal eylemleri yüzünden Osmanlı Hanedanı bu tür sahneleri yaşayamadı bir türlü.

 

Sonunda İnönü ile Menderes'in açtığı ve Özal'ın pekiştirdiği teslimiyette 'İçli dışlı olduk' gibi bir şey işte.

Ortadoğu kapsamında İsrail, İran ve Suriye konusundaki köklü uzlaşma geleceğe yayılacak. 

Ortadoğu'da her şey ABD'nin istediği gibi yürüyecek artık.

 

Canlı yayında dinlediğimiz o Gazze vurguları da olacak az biraz, erenler.

Yoksa taban ne der değil mi?

Yine de Başbakan Erdoğan'ın Suriye ile Gazze ilgisi yüzünden Türkiye bakalım kendisini nerede bulacak yakında?

 

Bilindiği gibi Türkiye'nin taraf olduğu Kıbrıs Sorunu ile Karabağ Sorunu olduğu gibi duruyor.

Öte yandan en az üç ayda bir Irak'ın Türkmen kentlerinde sinsi terör bombaların patlatılması ile sonuçlanan yüzlerce ölüm de bizi ilgilendiren sorunlar arasındadır.

 

ABD siyasi tasarıları gibi ticari dayatmalarından da vaz geçmeyen bir devlet.

Her işini sabırla yoluna koyuyor.

Konusunun uzmanı her kişiyi dinliyor ABD.

Onun tarih, strateji, teknoloji, toplumsal bilimler ile ekonomi konusundaki üstünlüğü tartışma götürmez.

Bilgi toplama becerileri yanında o bilgilerin değerlendirilmesinde de üstüne yok bence.

Kararlılıklarını her türlü duruma karşı çok yönlü tasarımlar ve bilgiler ile uyguluyor.

Özellikle Türkiye ile ilgili çekinceleri başlı başına bir bilmece.

Ne de olsa bu toprağın çocukları eski birkaç imparatorluğun mirasçısı.

Bu yüzden olsa gerek II. Dünya Savaşı’ndan beri Türkiye hep yedekte tutulur.

Kore Savaşı, NATO, Kıbrıs Sorunu, Askeri Darbeler, Körfez Savaşı ve Terörle Mücadele konularında bunlar açıkça görülmüştür.

 

İki ülke arasındaki ekonomik yakınlaşma ya da ticaret dengesi yine ABD lehine sürecek gibi.

Oysa son on yılda elde edilen on iki milyar dolarlık ticari başarı pek de azımsanacak gibi değil.

Yine de Erdoğan’ın yanındaki iş adamları bağlamında ne gibi gelişmeler olabileceği belli değil.

Sanırım Amerika’yı yeniden keşfedecek değiller.

Kabaca, ‘Sen teknoloji üret bizim tüccarlar da nasiplensin’ türünden görüşmeler yapılmıştır sanırım.

Bu bağlamda eski yara Suriye sınırındaki mayınların da temizleneceği günlere de yaklaşıldı sanırım.

 

Erbil güdümünde olduğundan kuşkulanılmayan PYD-PKK işbirliği de boş durmuyor olsa gerek.

Son yorumlara göre bu ortaklık geleceğe yatırım anlamında petrol işlerine ağırlık vermeye başlamış.

Ortadoğu’daki bütün gelişmeler gibi Suriye’deki gelişmelerden de etkileniyor Türkiye.

AKP’nin iyi niyetle başlattığı Komşularla Sıfır Sorun Siyasetinin işe yaramadı.

Uygulanan İnsan Hakları ile Basın Özgürlüğü ve yargılamalar konusunda Türkiye yıllardır geçerli alkışı alamıyor bir türlü.

 

Son gelişmelere göre:

 

İsrail Mavi Marmara’daki ‘orantısız güç denemesi’ ile (9) kişinin ölümündeki sorumluluğu üstlendi.

Beşar Esad’ın kimyasal silah kullandığı kuşkusu güçleniyor.

Rusya ile Çin’in ağırlığı yüzünden Suriye’deki İç Savaş için uluslararası bir görüşme ağırlık kazanıyor.

Çünkü Suriye bağlamında Erbil’in Akdeniz’e açılması uluslararası dengeler açısından da sorunlu.

Sanırım Türkiye’ye göre K. Irak gibi K. Suriye’de de bir bölgesel Kürt yönetimi açılması gerekiyor.

Petrol ve su kaynakları ile madenler konusundan çok müteahitlik işleri ilgi alanında Türkiye’nin.

 

Özünde ne olduğu bilinmese de Türkiye Suriye Sorununun çözümü için ABD ile anlaştı.

Bu konudaki ayrıntılar elbette saklı!

Öyle anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan’a ‘itidal’ önerisinde bulunulmuştur.

Çünkü ABD hedeflerini vurmakta ‘ivedi’ davranacak kadar tez canlı değil.

 

Bugün öğrendiğime göre Rusya federasyonu ile Birleşik Krallık da Suriye konusunda anlaşmış.

Görülen o ki Başbakan Erdoğan çok yüklü bir ev ödevi ile dönüyor Ankara’ya.

Bu ödevler Yeni Anayasa’dan Gazze’ye, terör içerikli Kürt siyasi dayatmalarından Suriye’nin parçalanmasına kadar uzanabilir.

 

Ödevlerin ticari boyutu ise yine ‘eski tas eski hamam’ olarak gitse ne olur, değil mi?

Ne de olsa iki devlet de eski birer Stratejik Ortak.

Bakalım Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Stratejik Derinlik uygulamaları yeni sorunları nasıl çözebilecek.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..