Başbakan'ın bütçe konuşması gerdi!

Başbakan'ın bütçe kapanış konuşması, muhalefeti gerdi. MHP, CHP ve BDP ağır eleştirilerin hedefi oldular. CHP'yi 1970'lerden başlıyarak eleştiren Başbakan, CHP iktidarlarının yokluk, kuyruklar, kısıtlamalar, zamlar iktidarı olduğundan dem vurdu.

AKP'nin sekiz yıllık iktidarları döneminde yaptıklarından, Ülkenin gelişmesinden, Merkez Bankası kasalarının doluluğundan bahsederken, Kılıçtaroğlu'nun iktidar olmaları halinde, sosyal yardım alan ailelerin banka hesaplarına her ay altıyüz TL. yatıracağız demesine kaynağını söyle bana dedi.

Sn. Başbakan yalnız bir şeyi unuttu. AKP bu yaptıklarının kaynağını nereden buldu. Önce onu da açıklamalıydı. 87 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanımlarını 8 yılda sattı tüketti.

T.Telekomu Araplara, Telsimi İngilizlere, Kuşadası Limanını İsrail'e, İzmir Limanı Hong Kong, araç muayeneyi Alman'lara, Avea Lübnan, PETKİM (Kazaklara sattık sattık, derken Ermenistan'a satıldığını öğrendik), İETT garajı, Bankalar, elimizde üç tane banka kaldı. Demirdöküm, Sümer Holdinğ, Tekel, Gübre Fabrikaları, Şeker Fb. İskenderun Demir Çelik, Erdemir gibi daha niceleri. Tarım ve hayvancılık yok edildi. Yiyeceğimiz domatesin bile tohumu İsrail'den alır hale geldik.

TC'nin mirasını sekiz yılda 73 milyona adil dağıtıldığını söyleyebilir misiniz? Önemli olan budur.

Başbakan'ın, iki dilli yaşam ve demokratik özerklik tartışmalarıyla ilgili BDP'ye ağır eleştirilerde bulunmasına karşılık, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Başbakan'ı bölücülük yapmakla suçladı. Biz kardeşliği, Başbakan bölücülüğü derinleştirmektedir dedi.

Pandoranın kutusunu açarken, içinden çıkacakları özellikle siyasetçilerin iyi hesap etmesi gerekir.

Başak şehirde toplanan bir grup, cem evine saldırıyor, Türk Bayrağını indirmek istiyor. Diyanet İşleri Başkanlığına atanan Mehmet Görmez'in ilk icraati ise; Diyanet Vakfı Kadın Merkezi Başkanı Ayşe Sucu'yu görevden almak oluyor. Bunun üzerine DVK.Merkezi yönetiminden 28 kişi toplu istifa ediyor. Ayşe Sucu, bu vakfı sıfırdan kurup onikibinden fazla üyesi olan bir kuruluş haline getiriyor. Kendisi İmam Hatip Okulu mezunu, baş örtüsünü yarım bağlıyor, türbanın dini zorunluluk olmadığını söylüyor. Yani ayrıştırıcı değil, tüm kadınları kucaklayıcı tavrı, nedeniyle görevinden alınıyor.

Seçimlerin yapılmasına, beş ay gibi kısa bir zaman kaldığı şu günlerde, ağzımızdan çıkanı kulağımızın duymasını sağlamalıyız. Ortamı germeden çözüm yollarını, ayrıştırmadan bulma becerisini göstermeliyiz.