Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Eylül '09

 
Kategori
Haber
 

Başbakanın Dört yapraklı yoncası…

Başbakanın Dört yapraklı yoncası…
 

Gündem yine yoğun…

Neresinden tutsanız, inanın elinizde kalıyor…

Aşırı yağışların meydana getirdiği kontrol edilemeyen seller, Trakya bölgesinde can ve mal kaybına neden olurken, diğer taraftan Eruh ve Çukurca’da PKK ile çatışmaya giren TSK’dan yine şehit haberleri geldi… Hem de Başbakanın bir türlü adını koyamadığı <ı>“Açılım” projesi tartışılırken…

Yetmedi…

Ermenistan ile Türkiye arasında imzalanan protokol ile iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmeye başlayacağı ümidi, Ermenistan cephesinden gelen seslerle <ı>“İmkânsız” veya imkânsıza yakın olduğu izlenimini vermeye başladı.

O da yetmedi…

Kıbrıs’taki görüşmeler, Rumların masaya gelmemeleri nedeniyle yine askıda kaldı…

Tam bu arada <ı>“Adli Yıl” açılışı yapıldı ve hükümetin <ı>“Adli yargı reformu” taslağı, Yargıtay başkanınca eleştiriler aldı.

Bu arada MHP, kapılarını sıkı sıkıya kapadı, arkasına da <ı>“Dayak” dayadı, CHP ise kapı aralığından gelişmelere göre ne yapacağını tasarlamaya çalışıyor…

İşte böyle bir ortamda Başbakan, yeşillikler arasından arayıp bulduğu <ı>“Dört yapraklı yonca”yı millete gösteriyor ve projeleri için <ı>“Neye malolursa olsun” düşüncesini kabul ettirmeye çalışıyor…

<ı>“Dört yapraklı yonca”, bildiğiniz gibi <ı>“Umudu, şansı” temsil eder…

Başbakanın <ı>“Yonca yaprağı” da öyle… Bir yaprağı <ı>“Açılım”, bir yaprağı <ı>“Türkiye-Ermenistan”, bir yaprağı <ı>“Kıbrıs” ve bir yaprağı da <ı>“Türkiye’nin iç sorunları” olarak tanımlıyorum kendimce…

Başbakan, dört yapraklı yoncayı bulan çocukların sevinci içinde, millete gösterip kendisine <ı>“Şans” getireceğini anlatmaya çalışırken, öte yandan hiç de <ı>“Millete” şans getirmediğini göremiyor…

Dahası, başbakan da <ı>“Tarih bilgisi” konusunda yeterli olmadığını bir kez daha gösteriyor.

Çok bilinen <ı>“Tarih, tekerrürden ibarettir” sözünü, Ünlü İrlandalı yazar George Bernard Shaw bir başka şekilde söylüyor; <ı>“Tarihten hiçbir şey öğrenilemeyeceğini, tarihten öğreniriz.”

Zaten tarihten tek öğrendiğimiz şey de <ı>“Hiçbir şey öğrenemediğimiz” gerçeği değil mi?

Başbakanın <ı>“dört yapraklı yoncası” şimdiden soldu, kurudu ve yapraklar birbirinden koptu…

Tarihi gerçeklere rağmen, dış dayatmalarla çözmeye çalıştığımız sorunlar, Türkiye’yi hem içeride hem de dışarıda yıpratmaktadır.

Onca adımlara, onca çabalara rağmen, yine de <ı>“Çözümsüzlük” sorumluluğu Türkiye’nin üzerine yıkılmaya çalışılmaktadır. Acaba bundan çıkarılacak <ı>“Kıssadan hisse” yok mudur?

Her şey bir tarafa da…

Trakya’dan başlayan ve yurdun iç bölümlerine doğru yayılan sel felaketleri konusunda alınan önlemler nelerdir?

Yaşananları <ı>“Tarih” yine yazmaya devam ediyor. Elbette bu günler de geçecektir, elbette yaralar bir şekilde sarılacaktır, ama giden gitmiş olacak, o acıları, yaşayanlar bilecek…

Akşam <ı>“Sel felaketi” haberlerini izlerken, vatandaş konuşuyor; <ı>“Her şeyimizi kaybettik, devletten yardım bekliyoruz” diyor…

Afet yaraları sarılmaya başlandıktan sonra merak ediyorum, acaba <ı>“Neden böyle oldu” diye sorulacak ve cevapları bulunacak mı?

Bir sorsanız, alacağınız cevap içinde her türlü ihmali, yolsuzluğu ve vurdumduymazlığı göreceksiniz. Tabi sorarsanız göreceksiniz…

Ya sormazsanız!...

Elinizdeki <ı>“Dört yapraklı yonca”ya bakarak umutlanacaksınız. O dört yapraklı yonca, tarih kitaplarının arasına konacak ve kurutulacaktır yine…

Çünkü…

Başka bir işe yaradığı bugüne kadar görülmemiştir. İsterseniz bakın tarihe…

<ı>09 EYLÜL 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..