Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '11

 
Kategori
İlişkiler
 

Başımızın Tacı Erkekler

Başımızın Tacı Erkekler
 

Erkekler, hayatımızın olmazsa olmaz varlıkları. Her kadının hayatında bir erkek mutlaka var. Hiç kocası veya sevgilisi olmayan kadınların bile hayatı bir erkeğe bağlı. Babasına bağlı. Çünkü “O” olmadan dünyaya gelemez. Aynı şeyler erkekler için de geçerli. Annesi olmadan yaşama merhaba demesi mümkün değil. Yani, çocuğun imalatı için, bir kadın ve erkek gerekli. Fakat erkek kısmı, bu işte de çok şanslı. Bir erkek arkadaşımın söylediği gibi, çocuk sahibi olurken hiç zorlanmıyorlar. O diyor ki; ”Kola makinesine parayı atıyoruz ve ürüne kavuşuyoruz.” Ama pardon şimdi onun dediği gibi kısa sürmüyor işlem. Parayı büyük bir keyifle atıyorlar ama 9 ay 10 gün beklemek zorunda kalıyorlar. Eee, bu da onları biraz kasıyor. Nasıl kasılmasınlar? Eşi hamile, aşermeler falan. Biraz iş başa düşüyor. Bir de hamilelik ilerleyince eşinin şekli şemali bozuluyor, karısı güçten kuvvetten düşüyor (bu arada onlar, pür namus kuzu kuzu oturuyorlar, yaramazlık asla yok), istedikleri performansı alamıyorlar, yani zor iş. Nasıl kasılmasınlar? Haklılar valla. Sen hem makineye para at, hem de ürüne sahip olmak için 9 ay bekle. Bu sürede de olmayacak işlerle uğraş, kapris falan çek. Olmuyor tabii! 

Neyse, hadi bir şekilde geçti diyelim bu süre ve beklenen ürüne kavuşuldu. İşte durum bundan sonra daha vahim. Çok güzel bir can gelmiş dünyaya, şeker mi şeker. Mutluluk son noktada… Birkaç gün öpüp okşayıp sevmeler, çocuğum oldu diye övünmeler, ama o ne? Bebek gece gündüz ağlıyor, uyumak ne mümkün? Huzur kalmadı. Koş bez al. Koş mama al. Bir dolu iş… Peki, bu durumda bir kısım erkek ne yapar biliyor musunuz? “Aman canım, baksın anası. Ben de sürerim sefasını” der. Hepsi demiyorum ama yarı yarıya böyledir. Fakat bu kısım erkekler laf ebeliğine gelince, aslan kesilirler.” Kadının görevi bu, Allah ona bu görevi vermiş, çocuğu taşıyacak, doğuracak sonra da bakacak. Biz sadece makineye parayı basarız, vakti gelince de malımızı alırız, sefasını süreriz” derler. 

Zaman geçer, çocuk hızla büyür. Belki bir bebek daha gelir. Ama hayat şartları zor! Sorunlar başlar. Belki çiftler arasında bazı problemler doğar. Kavgalar, tartışmalar derken evlilik tadını tuzunu yitirir ve boşanma vakti geliverir. Yine bir kısım erkek, “Aman boşarım eskisi, alırım yenisini ya da hiç bulaşmam o hatun senin bu hatun benim, bakarım keyfime” der. Ama çocuk veya çocuklar ne olacak? Olacağı belli. Yaşı küçük veya büyük, annesinde kalacak tabii. Annesi oturup bakacak çocuklarına, baba da bekâr bir erkek olarak istediği gibi yaşayacak. Bu durumda çocuğuna sahip çıkmayacak kadın sayısı çok azdır. Anne mecbur değilse, çok bencil değilse, bırakmak istemez ki çocuğunu başkalarının eline. Ona bahşedilen annelik içgüdüsüyle, sahiplenme, koruma, büyütme istekleriyle çocuğuna sarılır. Yeri gelir kadınlığını bile unutur. İşte bu yüzden çocuğu taşımak, doğurmak yetisi kadına verilmiştir bence. Kadın cefakârdır, dayanıklıdır, duyarlıdır. Arada çıkan istisnalar ise kaideyi bozmaz. Kadın hem çalışır, hem çocuğuna bakar hem de toplumun ona dayattığı tüm baskılara göğüs gerer. Ama erkeklerin büyük bir bölümü bunları yapamaz. Yapabilen istisna erkekler de genel kaideyi bozamaz. Erkeklerin çoğu özgürlük arar, sıkıntıya, baskıya asla gelemez. Rahatlarına düşkündürler. Ayak bağı istemezler. Evet, çok sabırlı, özverili, dayanıklı erkekler vardır. Ama sayıları azdır. 

Her zaman yazıyorum, kadın ve erkek farklı yaratılmıştır. Bana göre, birbirlerini bütünlemek için farklı yaratılmışlardır. Yeter ki size uygun parçayı bulabilin. Akıllı seçim yapmayı bilin. Görmek istediğinizi değil, görmeniz gerekeni görebilmek için bakmayı öğrenin. Yoksa hanımlar, bir kısım erkek manzaraları sizi üzmeye devam edecektir.
Tüm erkekler böyledir demiyorum. Valla, beni bunları yazmak zorunda bırakanlar utansın. Yazılarımı okumaya devam eden erkek okurlarımın, kızsalar bile bana hak vereceklerinden eminim. Çünkü ben doğruları yazıyorum. Sevgiyle kalın. 

Şadan Hergüner 

 
Toplam blog
: 80
: 4101
Kayıt tarihi
: 31.01.10
 
 

Merhaba. Ben işletme eğitimi almış ama kendini yayıncılığa adamış bir insanım. Yaklaşık 17 yıldır iç..