Basın bakalım...

Basın sektörü Dünya’da her branşta, her iş ortamında, hayatın her alanında lazım olan ve ve amacı sadece kitlelere gerçeği ya da gerçek olabilecek haberleri vermek olan basın sektörü; özellikle ülkemizde insanların bir haber iletişim aracı olarak görmekten çok kendi reklamını yaptırdığı bir kurum haline dönüştü…

Futbolun bu kadar ilerlemesinde baş aktör olan basın, futbolla uğraşan insanlar tarafından ne yazık ki beklenen değeri göremiyor. Basını ‘tü-kaka’ olarak gören insanlar, başları sıkıştığında ya da reklama ihtiyaç duyduklarında denize düşen yılana sarılır misali sımsıkı tutunuyor gazetecilere. Yani basını kendi çıkarları için bir araç olarak kullanıyorlar.

Özellikle yerel gazetelerde görev yapan gazeteciler için durum hepten içler acısı. İğneyi başkalarına sokuyoruz ama çuvaldızı da biraz kendimize batıralım. Gazeteciliği gerçek anlamda yapan insanların sayısı ülkemizde ne yazık ki çok az. Gazetecilikle reklamcılığı birbirine karıştıran, kendi ilkelerini çıkarları uğruna hiçe sayan insanların yeni mesleği haline geldi ne yazık ki basınımız. Reyting uğruna her duyulanı haber yapmak moda oldu son zamanlarda. Özellikle spor basınında yer alan haberler insanlara artık el insaf dedirtmeye başladı.

Örneğin her transfer sezonunda Ronaldinho Fenerbahçe’ye geliyor! Galatasaray Hamit Altıntop formalarını hazırlıyor! Beşiktaş Robinho’ya ev tutuyor!... Bunun gibi ardı arkası kesilmeyen haberlere insanlar artık tenezzül etmiyorlar. Ama gel gelelim bizim basınımız halen bunu anlayabilmiş değil…

Bir de asıl işi gazetecilik olmayan, zamanında basından çok çekmiş insanların asıl mesleklerinden emekli olduğunda ‘Alın şimdi ben size gösteririm’ dercesine bu mesleğe eğilmiş kişiler var. Tartışma adabını bilmeyen, televizyonlarda veya yazdıkları yazılarda ‘kabadayı’ gibi racon keserek konuşan sözde gazeteciler Türk sporunun maalesef yerlerde sürünmesini sağlıyor.

Aslında gazeteciler olarak fazla kızmamamız gerekiyor. Biz çoğu şeyi hak ediyoruz da. Bu sektör artık öyle bir hal aldı ki gidişatı durdurabilmek neredeyse imkansız. Her ne kadar spor basını gerekli desteği, gerekli saygıyı görmüyor desek de çoğu şeyi de hak ediyoruz aslında. Basın bakalım basabildiğiniz kadar. Helal-i haktır sizlere…