- Kategori
- Şiir
Başkalaşmak
“yaşlandıkça insan dünya başkalaşıyor”* diyor şair
yaş ilerledikçe zaman korkusu düşer ya yüreğe
görüş değişir kısalan zamanda /dünya dar gelir insana
ne kadar çok birikmiştir yarına /kalanlar
ve daha sıkı tutarsın elinden yaşamı
içinde yaşamak hevesi kalmışsa...
yokluğunda büyüdüm
yok oldum haberi geldiğinde
gün ışığı karardı, gece kapandı üzerime
şimdi bir çocukluk bahçesinde gezinirken adımlarım
deniz kokusunda, yanık iyot duyumsuyorum derinden
vapurların düdük sesleri vuruyor kulağıma
martılar çığlık çığlık ekmek kavgasında
ağaçlar, çiçekler, böcekler /canlı canlı tabiat ana
çocuk cıvıltısı susuyor birden
boynu bükük o masum resim
gözümde/ gençliğimin isyankâr kızı
dalgaların sırtında, denizi okşarken kulaçları
sakin uzaklara bakan gözlerinde şimşekler çakardı
içinden gitmeyen akşam alacasında
kanayan elleriyle
esmer bir ışığı, beyaza çalmaya uğraşırdı
ellerinde uç uç böcekleri
sesi, yeni seslere karışacakken
vâveylayla söktü şafak
bir ateş yeliyle ölüm kesti yolunu
onmaz bir sızı derin bir sessizlik bıraktı içine
o zamandan bu yana bitmedi depremleri
duruyor halâ, boğazındak taş yumru
her yol kırk çatal görüş yok/tu
üzerinde kör gecenin ayakları
ezdi ha ezdi...
ilk ömür yangınında, târumar oldu ruhu
hayat düştü gözünden
bir daha eskisi gibi sevemedi onu
çocuk salıncağı kopmuştu
artık pamuk şekeri de yoktu
hayatına ilk giren adamı uzak yollara uğurladı
gitgide palazlanan arsız bir yalnızlık kaldı /ona ömürde
Hâdiye Kaptan
*Attilâ İlhan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.