- Kategori
- Gündelik Yaşam
Başkası olma, kendin ol
Gecikmiş bi Yeni Yıl yazısı olacak sanırım. Zaten uzun zamandır yazmak isteyip de yazamadığım şeyler de vardı ama başka ilgi alanımın olması da yazı yazmamı sekteye uğrattı.
Yeni yıldan herkes gibi beklentilerim var. Bu beklentilerim çok küçük ama büyük etkisi olacak belki de naif ve sanki insanı hiç tanımamış, bilmiyormuş gibi beklentiler de olabilir. İnsan denen varlık böyle gelmiş böyle gidecek mi bilmiyorum. Hele ki bizim ülkede. Artık hiç bir şeye de şaşırmıyorum. En kötüsü de bu sanırım, her şeye şaşırmayacak kadar alışmış olmak.
Ne büyük ikramiye, ne yeni ev, araba beklentim var. Tabii ki en önemlisi sağlık ve huzur olduğunu biliyorum ve bunun devamını diliyorum.
Beklentilerim çevredeki insanlara karşı oluyor. Mesela bizim her zaman ekmek aldığımız, akşam olduğunda martı gibi çığlık çığlığa "akşamınnnn ekmeeee" akşamınnn ekmeeee" diye bağıran kadın. Yılın son günü ekmek almaya gittiğimde akrabası mıdır nedir biriyle büyük ikramiye geyiği çeviriyordu. Gözlerinde yarı para hırsı, yarı istekler canlanmış konuşup duruyordu. "Valla abla bana büyük ikramiye çıksın, bütün fakirleri doyurcam ev alcam" dedi. Aman Allahım herkesin derdi fakir fukara için ev alma ve doyurma derdine milli piyangonun çıkması. Onun için gidinin domuzu çeyrek bilete çıkmıyor, yok seri al, seri olmaz tam al, hesaplamalarını yapıyor.
Bi de demez mi, bütün bu sokak köpeklerine de ev alcam diye. Yuh dedim pesiniz. Köpeklere ev alınmaz ki, adam gibi özgür mutlu barınakları olur. Yani sırf geyik. Son gün ekmek almaya gitmeden önce bankanın önünde gördüğümüz, günlerce yağan yağan yağmurun altında kalmış bembeyez bi sokak köpeği vardı nasıl ıslanmış, o kadar olur. Mama aldık ama sonra köpeği bulamadık meğer bizim ekmekçi hatun yan taraftaki tavukçudan tavuk alıp doyurmuş. Doğru olmalı, çünkü kuru mamayı yemedi.
Bak ne güzel hatun kişisi köpeği dediğin doğruysa doyurmuşsun. Piyangodan para çıkmadı değil mi? Yani işte demek istediğim bu, insanların kafa yapılarını değiştirmeleri. Bi takım bi şeyleri yapmak için büyük şeylerin olmasını beklemeyi bırakıp, elindeki imkan neyse onunla elinden gelenin en iyisini yapma. Hiç paran yoksa, hayvan için temiz su kabı koy, kuru ekmekleri ısla kuşlara koy. Bütün bunlar iyi niyet. Hiç bişey yapamıyorsan, sokakta kedi köpekleri iteleyen insanlara düşman kesil, o hayvanların hakkını koru.
Beş lira büyük para mı? En azından günde 5 lira vererek bir hayvanı doyur.
Aşağılık insanların hayvanları kullanmalarına izin verme. Bir takım geleneklerinden utan, kına, ayıptır bu yahu de. Deve güreşlerine, horoz güreşlerine prim verme. Ne biçim geleneğimiz var lan bizim de. Utanıyorum bütün bunlardan de. Hayvan alan satanları, üretenleri pisliğin önde geleni olarak gör. Ki zaten öyleler. Konuşma, bütün ilişkini kes.
Yeni yılla ilgili beklentilerim tabii ki sadece hayvanların korunmasıyla ilgili değil. İnsanların vicdanını iki kuruş paraya satmaması. Kapitalizmi eleştirip bir tane daha fazladan ev almak için kalbinin, mantığının isteklerini yapamaz hale gelmemesi. Kendisini güçlü hissetmek için gücün kuyruğuna takılıp sürüklenmemesi. İkiyüzlü olamayı bırakması, sırf hobi için yalan söylememesi. Gerçekten de hobi olsun diye zevkine yalan söyleyenler var. Paranın kölesi olmaması, paranın amaç değil araç olduğunun farkına varması ve kendisini ve karşısındakileri açık artırmada satmaması.
Ya bi de gelecek yeni yılda, şişme Noel Baba'ların bıçaklanmadığı, yeniçerinin Noel Baba'yı kovalamadığı absürt trajikomik olayların yaşanmadığı bi yıl ve daha bir çok şey diliyorum.