- Kategori
- Basın Yayın / Medya
Başkasının Emeğine El Uzatmak

Kıyamet mi yakın nedir anlayamıyoruz, bir türlü çözemiyoruz neden bunca kötülük,aklın almadığı bunca cinayet, bunca kavga, bunca savaş?! Yaşlı bir teyzemiz vardı mahallede, daha çocuktum o zamanlar. Konuşurlarken kulak misafiri olurduk biz de. "Bina ile zina artınca bilin ki kıyamet zamanı" demişti birgün. Durum ortada; yurdumda da, dünyada da kötü manzaralar hergün gözümüze gözümüze sokulmakta.
İnsanın insana yaptığı kötülüğü, vahşi doğa dışında hangi canlı yapar ki dünya yüzünde? Akla hayale gelmeyecek ne kadar yol varsa insanoğlunda.
Emek ne demektir? Beyin ve beden gücüyle enerji ve güç harcanan herşey emektir. Bedeli maddi manevi aynıdır. Emeği ortaya koyanın elbette ki kendi emeği için her türlü hakkı vardır da hakkını arayabilir mi her kişi? İşte bu ülkemizde zor zanaat. Bir kez ya da bir kuruş hiç farketmez, eylem açısından. Çünkü başkasının her türlü alınteriyle ortaya çıkardığını almak tabiri caizse "aşırmaktır".
*Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK.) MADDE 71 de belirtilene göre:
/Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl olup, adlî para cezasına hükmolunamaz./
/Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır./ www.turkhukuksitesi.com
* Şiir hırsızlığı bildim bileli var olmuştur. Nasıl tespit edilebilir: ancak rastgele okuduğunuz şiirlerde birebir görebilirsiniz.Yazarken okuyup etkilenmiş olduğunuz şairler olabilir, alıntı yaptınız diyelim, o alıntıyı mutlaka belirtmeniz gerekir. En korktuğum şeydir bu durum, bir kelime dahî olsa yazarım. Başka bir sitede bir şiirimde herkesin kullanabileceği ancak ünlü bir şairin şiirinde geçen iki kelimeyi alıntı olarak yazmış idim, her yorum yazan bunun gereksiz olduğunu, bu iki kelimenin herkesin kullanabileceği türden olduğunu yazmıştı. Adı duyulmuş şairlerin arasında intihal sürtüşmesi çokça olmakta ve ispatında da deşifre edilmekteler.
İnsanların bazıları o kadar cüretkârlar ki, güftesi Turhan Oğuzbaş, Bestesi Avni Anıl'a ait
"Ne olur akşamları gelsen /Otursan yanıbaşıma/
Dinlesen hiç bitmeyen maceramı/Ağladığımı yalnız sen görsen"
dörtlüğüyle başlayan ve çok bilinen bu şarkının bütün güftesinin içine birkaç satır ekleyerek kendi şiiri gibi yayınlayan kişinin hiç utanması arlanması olmadığı gibi korkusu da yok imiş ki bunu kendi şiiri gibi asmış sayfasına.
Benim gibi birkaç kişi denk gelmiş,onlar da bir şeyler yazmışlar yorum bölümüne. Tabii Allah ne verdiyse yazıp, site yönetimine bildirdim ben de.
Aynı sitede kendi şiirlerimin içinden ayrı ayrı ç(a)lıntılanıp iki de ilave yapılmış olmuş başka bir kişinin şiiri. Buyurun bakalım, ne diyeceksiniz? Tutar yüzsüz yüzsüz sen almışsın diyebilir. Allah'tan şiir kitabımda mevcut olan şiirlerimdendi ve o şahsın yayınladığı tarihten önce kitap basılmış idi.
*Azmin elinden birşey kurtulmaz yeter ki gayret gösterilsin. Yazdığım sitelerden birinde site yönetici bu konuda çok duyarlılık gösteren biri. Gün boyu yayınlanan şiirlerin tamamı okunur ve günün şiirleri seçilir. Bu kadar zorluğa rağmen mutlaka araştırır ve intihal şiirleri bularak deşifre eder ve o şahsın üyeliğini alır.
Takdire şayan.
* Gelelim diğer asıl konumuza: akıl almaz bir şekilde Zülfü Livaneli'nin 2013 yılında yayımlanan ‘Kardeşimin Hikâyesi’ adlı romanının birebir kopyalandığını romanın yayıncısı Doğan Kitap’ın editörlerinden Tanıl Yaşar gittiği bir kitapçıda yeni yazarların kitaplarını karıştırırken tespit ediyor. İlk dikkatini çeken giriş cümlelerinin birebir aynı olması. Buradan yola çıkarak, ilerleyen sayfalarda roman kahramanlarının ad değişikliği,birkaç cümle ve bölüm eklendiğini görür. Kapağında da "Her kadın erkeğinin kıyamet çiçeğidir" mottosunun olduğudur.
*Anlamak gerçekten mümkün değil. Bu kitap,dünya çapında kendini duyurmuş sanatın kaç dalında faaliyet göstermiş olan çok ünlü birinin kitabı. Nasıl bir cesarettir?! Ortaya çıkabileceği ihtimali yüzde yüz olan bir eylem. Peki editör ne yapar burada? Bir editörün, bu kadar ünlü birinin kitabını bilmemesi de ilginç!
*Doğan kitap hukuksal süreyi başlattıklarını basın yoluyla bildirdi.Sanatçı Zülfü Livaneli ise, bu eylemi gerçekleştireni tanımadığını söylemiş ve keşke esinlenerek ortaya farklı bir şeyler koyabilseymiş diyerek, kendisinin adına üzüldüğünü belirtmiş. Ben şimdi, bu kitabı Zülfü Livaneli çaldı derler diye korkuyorum. Bu olay "ülkenin geldiği noktayı gösteriyor" diye belirtmiş.
Umalım bu eylem büyük yankı bulsun ve insanlar başkalarının emeğine elini uzatamasınlar...
Hâdiye Kaptan