Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '21

 
Kategori
Blog
 

Başlık Yok

Oralarda sabah olduğuna göre burada gece olmasının çok önemi yok. Sayfam morning pages olsa bile ruhum ne zaman uyanıyor önemli olan o. 

Merhaba Sayın okuyucu, Sizin için yazmıyorum. İçimden taşanları yazmam lazım yoksa içime sığmıyor çünkü. Hasta eder insanı. Biriyle konuşmak gibi yazmak yani. 

Bana soruyorlar mutlu musun diye? Kendime bunu soracak zamanım mı yok cesaretim mi bilmiyorum. İşimi seviyorum, ama şirketimi sevmiyorum. Şirketime güvenmiyor, politikalarını benimsemiyorum. Kendimi bu şirkete ait hissetmiyorum. Bu nedenle de sahiplenmekle ilgili sıkıntılar yaşıyorum. Yöneticimin dengesizlikleri, patronların tam patron olması, ucuzcu politikalarıyla benim kafa dağınıklığımla birleşiyor.

Zaman zaman yöneticilerimden acımasızca eleştiriler aldığım olmuştur. Burnumu kanattıkları, sürttükleri, keskinliklermi törpüledikleri. Saygı duyduklarımı aldım cebime koydum. Ama bazıları var ki, hani saygı duymadığınız, değer vermediginiz insanın görüşlerine de çok önem vermezsiniz ya onun gibi. Aineesi iştir kişinin laf-e bakılmaz. Ay ne olur yanlış yazdıysam düzeltmeyin. Ben bir aynanın karşısında kendimle konuşuyorum. Anlamanız yeterli anlamak istiyorsanız.

Bilmem kaç yıldır işi merkezine koyup başarının peşinde, sonuc odaklı, çözmek icin koşan, sorunların peşini bırakmayan ben, bildiğiniz başka bir kafaya geldim. İnsanın hayatında önemli olan tek şey HUZUR dur. Ve o huzur sadece evnde varsa HUZURlu olur. İşinde huzurlu olan ama evde huzur olmayan birinin HUZURLU olmasından bahsedilemez. Bilgisayarınızın düğmesine basıp masadan kalktığınız anda gerçek dünyada kendinze ait yaşadığınız hayata dönmüşsünüzdür O andan itibaren dengesiz müdürünüz ve 45 yaşında orasına burasına botoks yaptırıp, saç ektiren, ve saçlarını boyayan, kilo veren ve kadınların dikkatini çekmek için 10 yaş gençlemeye çalışan antrapozdaki bir patronun söylediklerine kafayı takmak insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüktür.

İnsan ne yaparsa kendine yapar. Benim için en önemli olan şey budur. Beyin insanın sağlığına, mutluluğuna hasta olup olmamasına karar veren bir merkezdir. Beyninizde büyüttüğünüz herşey size ekmek yol su olarak geri döner. Kininizi midenizde, kıskançlığı bağırsaklarınızda, aşkı ve kavuşamamayı kalbinizde, üzüntüyü ciğerlerinizde haksızlığı böbreklerinizde biriktirirsiniz. Bunları hissettiğiniz herhangi bir anda beyninz boşaltacak bir detoksa girmeniz gerekir. Girmezseniz kanser olursunuz. Beni kanser edeceksin cümlesi buradan gelir.

Not. Bu cümmlelerin hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Bir yere dayansın diye de yazılmamıştır. 

İnsanın mutluluğu; yanında elini tuttuğu ve sevgiyle baktığı adamda, kadında, sarıldığında, öperken kokusunu içine çektigi cocuklarında, annen baban hayattaysa, kardeşin aşıksa... Dışarıda kar yağıyorsa, ve akşam yemeginde Ferdi Özbeğen dinleyerek rakı, balık yediysen. Hele bir de gece sevişmek istiyorsan ve tam bir doyumla kalkıyorsan sabah yataktan; mutlu olmamak için bir sebebin olabilir mi?

Bulmak istedikten sonra olabilir. Herşey beyinde biter, bitiremedigin herey içinde birikir. Benim bildiğim bu.

Günaydın sizlere. Bana iyi geceler. 

 
Toplam blog
: 2
: 44
Kayıt tarihi
: 14.11.21
 
 

..