Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

20 Şubat '13

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Batınca... "Yumurta kapıya gelmeden"

Çalıştığım Bankanın Genel Müdürlüğü ve birimleri hem Dış Ticaret işlemlerinde hem Bankacılık alanında hem yüksek bir okul hem de muhteşem bir danışmanlık merkezidir.

Yıllar önce Genel Müdürlerimiz Bankacılığın tehlikede olduğunu, anlamsızca verilen banka lisanslarının yakında sorunlar yaratacağına ilişkin defalarca uyardığına o dönemlerde çalışanlarından biri olarak ben şahidim. Dinlemediler ta ki onlarca Banka “Batınca” ne dediği nasıl bir tehlikeye işaret ettiği anlaşıldı. Yani kıymeti onlarca Banka “Batınca” vatandaş dolandırılınca anlaşıldı…

1978 yılından sonra Kambiyo servislerinde çalışan sonra uzmanlaşan ve Kambiyo Müdürlüklerinin danışmanlığına kadar yükselen “Kambiyocu” unvanına sahip biri olarak “Kambiyo” mevzuatımızda sorunlar var özellikle uygulanan kur sistemi ile teşvik sistemi yerli ihracatçı firmalarda büyük sorunlar yaratmaktadır. Günümüzde küresel güçlerin ülkemiz ihracatında egemen olmaya başlamasından sonra özellikle Dış Ticaret, kambiyo, gümrük ve vergi mevzuatında bir değişiklik yapılmasının yerli ihracatçı firmalar lehine düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu “Hürriyet” gazetesinde yazmıştım. Yazımı” aksi halde şimdi büyük yatırımlara imza atan şimdi çok büyükmüş gibi görünen özellikle “tekstil” firmalarının batabileceğini belirterek inşallah ben yanılırım korkulan olmaz,” diyerek de bitirmiştim.

Bankamızın yeni Genel Müdürü 2012 yıl sonlarında yaptığı birçok açıklamalarda her zamanki nezaketinden vazgeçmeyerek kısa ama öz açıklamalarla hükümete gerekli uyarıları vermişti. Çalışanlarımız ve emeklilerimiz “İşte Huzur” dergisinde bu açıklamaları bulabilir diğer dostlarımız ise Hürriyet Gazetesi Arşivinden Genel Müdürümüzün röportajına ve beyanatlarına ulaşabilirler.

Orada kullandığı şu cümle son derece önemlidir “Milli Bir banka” olarak iç ve dış ticareti desteklemek yetmiyor, önemli olan mevzuatların günün koşullarına uyum sağlamasıdır…

Katılmayan var mı bilmiyorum ama bana göre de "Dış ticaret, kambiyo, gümrük ve vergi mevzuatının günümüz koşullarına uyum sağlaması yönünde çalışmalar yapılması, ihracatçı birlikleri dâhil düzenleyici kurulların ve dış ticaret sermaye şirketlerinin hukuki altyapısının yeniden gözden geçirilmesi ve ivedi bir biçimde yeniden yapılandırması” gerekmektedir.

Şu anda iktidarın desteklediği firmaların dışında çok dış ticaret firması eskiyen ve çağa uymayan ihtiyaçlara cevap vermeyen ve ne acıdır ki büyük dış sermaye şirketlerinin emrinde olan mevzuat yüzünden son derece zor bir dönem geçirmektedir.

Geçmişte bu ülke de yönetime talip olan iktidarlar hayali ihracattan tutun verilen teşviklerin verilme nedeninin dışında kullanılmasına kadar büyük hatalar yaptı, şu anda en büyük destekçiye sahip iktidarda aynı şekilde davranmaktadır. Acı sonuçların yeniden yaşanmaması için özellikle de Dış Ticaretle uğraşan firmaların daha fazla mağdur edilmemesi için yukarıda belirttiğim mevzuatlarda bu değişimlere ihtiyaç vardır hem de acilen…

Görmüş geçmiş duayenlerimizin, ağabeylerimizin ve Bankamızın mutfağından geçen tüm uzman dostlarımızın dediği gibi önemli olan “yumurta kapıya gelmeden” önce önlem almak BATINCA değil…

Firma sahiplerine hiçbir şey olmaz, yiyecek bir lokma ekmek içecek bir bardak suyu her zaman en alasından bulabilirler ama olan emekçilere ve onların ailelerine olacaktır.

Bugün benim de çok iyi takip ettiğim bir dönemde seminerlerinde personeline eğitim verdiğim bir büyük Dış Ticaret şirketinin “batma” noktasına geldiğini öğrendiğim için bu yazıyı yazmak ihtiyacını duydum…

Umarım Dış Ticaret Kambiyo ve Gümrük mevzuatında hem Bankamız Genel Müdürünün hem de benim naçizane uyarılarımız dikkate alınır. Ben “zurnanın son deliğiyim” ama lütfen aklı başında olan bu ülkeye önem veren hiç kimse Genel Müdürlüğümüzü hafife almasın…

Ayrıca güncel bir konu var o da, son zamanlarda Bankaların kullandırdığı kredilerin geldiği noktayı çok iyi değerlendirmekte yarar var. Ülkede ticaret ve ihracat İktisatçılarımız çok iyi bilir “Alacakla borç ödenmez” teorisi maalesef bugün tam uygulanabilir hatta çözüm noktası haline gelmiştir.

Yani kullandırılan kredilerin neredeyse büyük çoğunluğu tıpkı kredi kartlarında olduğu gibi “ötelemeye” muhtaç haldedir. Görünen o ki alınan krediler, yeni bir kredi alınarak veya aynı banka dışında başka bankalardan kullanılan kredilerle tasfiye edilmeye çalışılacaktır. Topal ördek misali…

Merkez Bankasının bugünlerde açıklamaktan imtina ettiği yeni kredi faiz oranı ise tüm kredilerde yeni ve yoğun taleplerin olacağı ancak bunun büyük çoğunluğunun ya dolaylı kredi olacağı ya da ötelenmek zorunda kalınacak krediler olacağı yönünde tespitlerimiz var. Ekonomimizin geldiği nokta da sanki bunu zorunlu kılar niteliktedir.

Eminim tüm uzmanlarımız aynı soruyu soracaklardır; “NEREYE KADAR?”

Son söz; “Tüketim çılgınlığı asla medenileşme ve refah düzeyi değildir.”

Hayırlı işler bol kazançlar efendim…

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..