- Kategori
- Bayramlar
Bayram sabahları

Sizi bilmem ama bayram sabahları mutluluk yanında bir de hüzün çöker yüreğime. Bu bayram da öyle oldu da öyle oldu, gün doğmadan kalkıp sahiline gittim.
Gün doğarken kayalıklar üzerinde mavi sulara daldığımda, duyduğum martı sesleri, esen rüzgâr, balıkçı tekneleri beni alıp çocukluğuma götürdü.
Ben en zor durumlarda, en içinden çıkmadığım karmaşalarda çocukluğuma sığınırım, bir saçak altı gibi…
Annemi kaybetmiş olsam da, onun ördüğü yün kazaklar düşer aklıma birden bire… Isıtır yüreğimi... Ve belki bir şiir olur tüm üzüntüler belki de acıklı bir türkü…
Sanki her şey biraz daha kolaylaşır benim için…
Çünkü çocukluk, sevgi, umut, coşku, daha çok mavi, daha çok deniz demek... Daha da önemlisi düşlerini kaybetmemek, her hikâyenin sonunun masal gibi biteceğine inanmak demek…
Bugün bayram, aklımda çocukluğum. Ne güzel günlerdi o günler!
Annem, günler öncesinden hazırlıklara başlardı. Bu hazırlıklar komşuların yardımıyla daha bir güzelleşir, daha bir renklenirdi.
Gaziantep’in, meşhur yuvalaması, sarması, çiğ köftesi, içli köftesi, zerdesi, sütlacı, kadayıfı, baklavası süslerdi sofraları… Bakır sinilerde getirilen pestil, sucuk ve tarhana…
***
Biz dört kardeştik. O zamanların tüm ekonomik zorluklarına karşın, annem her bayram her birimiz için mutlaka birer bayram hediyesi alırdı.
Akşam heyecandan sabaha kadar uyku uyuyamazdık. Bayram sabahı erkenden kalkar yeni giysilerimizi giyerdik.
Alınan bir ayakkabıya, gece defalarca uyanıp baktığımı, hatta yastığımın altına sakladığımı anımsarım.
Annemizin babamızın elini öptükten sonra öğretmenlerimize, akrabalarımıza ve komşularımıza bayramlaşmaya giderdik. Sonra da bayram yerinde kurulan salıncaklara…
Evimiz konuklarla dolup taşardı, en büyük zenginliğimiz dostlarımızın çokluğuydu.
Şehir dışındaki yakınlarımızın gelmesi bir başka mutluluktu. Kırgınlıklar, dargınlıklar bayramlarda sona ererdi.
Bayramlar, el ele vermek, yaraları sarmak için fırsattır.
Bir telefon, mümkünse bir dost ziyareti, birlikte içilen bir kahve, bence paranın satın almayacağı kadar çok şey demektir ve de yaşama sevinci…
Paylaşacağımız nice güzel sevinçlere, nice güzel bayramlara...
Bu bayram hiç kimsenin yalnız kalmaması dileklerimle, ben de siz değerli okurlarımın ramazan bayramını bir şiirle kutluyorum.
Gece
Öksüz bir türkü yakarmış
Ovalar dağa
Yüreğini taşırmışsevdalısına
Kovuğuna akan karınca bile
Bir ben kaldım doruklarda
Unutulmuş bir ateşgibi
Yanar yüreğim
Ay ışığında
***
(Bu şiir “entrika ve yakamozlar” adlı kitabımdan alınmıştır.)
***
Her şeyin hayal ettiğiniz gibi olması dileklerimle…
Cengiz Hortoğlu
hortogludorduncubakis@gmail.com
http://twitter.com/cengizhortoglu