Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Beyhan BiÇKİN KOZANOGLU

http://blog.milliyet.com.tr/turk35

16 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bazı rüyalar hiç bitmese..

Bazı rüyalar hiç bitmese..
 

Bosuna demiyorlar Izmirli olmak ayricaliktir.


Çok kötü bir rüya gördüm.

Izmire gelecekmişim, önce havaalanına giden yolu bulamadım, yolu buldum hangi kapıdan gireceğimi bulamadim, senede 20 den fazla kullandığım havaalanını tanıyamiyorum, bir telaş bir koşmaca, en sonunda uçağin yolunu buldum ama öyle yağmur var ki dua ediyorum inşallah kalkar ucak diye. O arada ne oldu bilmem, ucak kalkti bir baktim Izmirdeyim. Kosarcasina cikiyorum alandan, hep tanidik bildik yollar.

Gunes piril piril, cami aciyorum iste tanidigim o guzel mis gibi Izmir kokusu. Cigerlerim aciyana kadar cekiyorum icime. Hemen balkona kosuyorum gevrekcinin gecme zamani. " geldin mi abla" diyecek yine ve en citirini secip verecek biliyorum.

Bi kosu markete gidip peynir almaliyim. Biliyorum ki sadece peynir icin girdigim marketten bir dunya ivir zivir alip cikacagim, onu da ozledim bunu da ozledim diyerek. Ablam yine kizacak " kizim daha gecen ay burdaydin ne cabuk ozledin" diyerek. Ben hic kimseye anlatamadigim gibi ona da anlatamayacagim Izmir ozlemini, neden ve nasil ozledigimi. Ozlem bu icine sindire sindire doymuyorsan gecmez ki. Hele Izmir'e ozlem ne yapsan gecmez ki.

Denizi gormem lazim diyorum, yine kiziyorlar" ada'da yasiyorsun orda deniz mi yok" diyorlar. Var, var ama izmirin denizi degil ki o. Bakinca Karsiyaka gorunmuyor ki. Ben Kordonda banklara oturup Karsiyakaya bakmayi ozledim diyorum, "aman iyi" der gibi bakiyorlar. Yine anlamiyorlar beni, zaten hic anlamadilar ki.

Aslinda once Kemeraltina ugramali diyorum, "ne alacaksin burda hersey var " diyorlar. Bir sey almayacagim ki. Sadece o kalabaligi yasamak istiyorum, sesleri duymak istiyorum ( bir keresinde telefonuma kaydetmistim o sesleri ozleyince dinlerim diye), tanidik dukkanlara uzanip hayirli isler dedigimde " heyyy ne zaman geldin sen yine" diyen dost sesleri duymak istiyorum, petek döner salonunda her zaman oturdugum masaya oturup, garson abimizin "herzamankinden mi" diyen sevecen sesini duymak istiyorum. Cikarken uzatilan kolonya ve sekeri alirken " arayi uzatmayin yine bekleriz" demelerini duymak istiyorum.

Off yapacak ne cok sey var, derken gunleri hesaplamaya calisiyorum, ne kadar kaldi ne zaman geri dönecegim diye. Izmire gelislerin en kotu yanidir bu. Alandan eve geldiginiz saniyeden itibaren iciniz ciz eder, sayili gun ya cabuk gececek ve geri doneceginiz gun cöreklenip kalacak basiniza. Gitmek istemiyorum ben burada mutluyum diyen sessiz cigliklarinizi kimse duymayacak. bavulu istediginiz kadar saklayin kendinizi Izmirde yasiyor gibi hissetmek icin, o yine "yolcusun sen" demek icin bir yerden gorunecek.

Izmir ask, ask Izmir mis meger bunu 3.500km uzaga gidince mi anlamak gerekiyordu bilmiyorum. Bilsem galiba simdi burda olmazdim.

Oraya mi gitsem, bunu mu yapsam, ne giysem telasi icindeyken belimin agrisi dayanilmaz oluyor, cantamin icinde ilacimi ariyorum bulamiyorum, galiba Danimarkada biraktim diye dert yanarken gozlerimi aciyorum.

Iste aci gercek. Ne izmir var, ne gevrek, ne de Kemeraltina gitme telasi. Yatagimda lanet olasi bel agrimla basbasayim.

Bundan daha kötü bir ruya olabilir mi?Uyanmak istemiyorum ama artik cok gec, uyandim bile..

 
Toplam blog
: 124
: 1137
Kayıt tarihi
: 24.08.06
 
 

Danimarkada yaşayan bir İzmir'liyim. Hiç de sanıldığı gibi yurtdışında olduğum için milliyetçi değil..