Bebeğin babasıyla muhabbeti

VESİLE OLDUNUZ DOĞDUK, SİZLER GİBİ SINAVA GİRDİK. NEDİR BU ORTAM BABA?

Ey oğul! Diyeceklerim seni yıldırmasın, Allah yar ve yardımcın olsun!

Ey oğul! Nefsimizin geçici ve aldatıcı cazibesine kapıldık. Yol billur gibi önümüzde "hadise ne!" diyordu ama ne aydınlanabildik ne de aydınlatabildik.

Evet oğul! Güzel ahlakın, Hakkın yanında duran adaletin ve liyakatin mumla arandığı, İslâmın dünyevi çıkarlara alet edildiği bir ortam. Aldığından, kişiden, kurumdan ve kurallardan emin olamadığın, her an gard pozisyonunda bulunmak zorunda kaldığın bir ortam. Kamplara bölünmüş, bilenmiş, korkunun kol gezdiği, düşündüğünü yutkunduğun bir ortam... Tarihinde altın sayfalar vardıysa bile diğer toplumları dahi kaygılandıran bir ortam... Yine de fıtratı henüz kirlenmemiş idrak kabiliyeti yüksek yeni nesillerin bulunduğu bir ortam.

O ALTIN DEDİĞİN SAYFALARLA NEDEN BU HALE GELDİNİZ?

Evvelâ, bu sayfalara saplandık, büyüklerimiz bilir dedik düşünmedik, ilim ve irfanı bilime düşman ettik, el uçtu biz yaya kaldık... Yetmez değil mi?

Değerler aktarımını temin eden büyük aile kurumu dağılmış, çekirdek aile ise çiftini çubuğunu satmış, kalabalık kentlerde yaşam kavgası veriyor. Çocuklarıyla gerektiği gibi ilgilenmiyor veya nasılını bilemiyor, okula güveniyor. Okul dessen de içler acısı; hoca hoca değil, eğitmeye değil öğretmeye çabalıyor. Arkadaş ortamı, sokaklar ve sanal âlem; işte bunlar yapacağını yapıyor. Sorumluluk çağına gelip hayata atılanların çoğu ağızdan dolma bilgilerle "Müslümanım elhamdülillah!" diyor. Çoluk çocuğa karışıyor, yaşlanıyor, canı acımaya başlıyor, başı yastıktayken farkedebildikleri de oluyor ama nafile... Sözde âlimler ve arifler nefislerinin esiri, gerçeklerini mumla aramak lazım.... Böyle yetişenlerin yönettiklerini veya adalet dağıttıklarını, kötülerin cesur iyilerin sinmiş olduklarını da düşünürsek, daha ne olsun evladım?

ÇAREYİ BİZE BIRAKIYORSUNUZ SANKİ BABA!  KİMLERDEN EMİN OLACAĞIZ YÜRÜRKEN?

Evet oğul! Her durumda çare sizlersiniz; ortalık güllük gülistanlık olsaydı bile en azından sürdürmek için...

Yavrucuğum! Yürürken; dünyevi kurallardan önce Allah'tan ve Hesap Gününden korkandan, bağnazlıktan uzak hakikat bilgisi peşinde koşandan, içi ile dışı bir olandan, aldatmayandan, çarpıtmayandan, haksızlık yapmayandan, emanete hiyanet etmeyenden, karıncayı dahi ezmemeye gayret edenden, almaktan çok vermeyi yeğleyenden, doğruyu ve güzeli sevdiren ve kolaylaştırandan, doyumsuzluk ve üstünlük duygularından uzak durandan, işinde ehil olandan, bunlar için sabra ve sebata sarılandan emin olabilirsin.

BENİM OĞLUM BU SORDUKLARIMI SORMAZ İNŞALLAH!