- Kategori
- Bebek - Çocuk
Bebişler... Ve içimizdeki bebek... Ve hayat aslında..?
Bebişler... Doğdular, en masum tavırlarıyla.. Ve ağladılar hemen; bizleri beğenmemişcesine... Ve kustular ve yumrukladılar; sevgimize inat... Ama masumdular elbette... Aslında neden ağladıklarını bile bilmiyorlardı... Ve neden kustular ve neden hareketliler bu kadar; bilmiyorlardı...
Biz onları seviyorduk; ağlasalar bile... Bizi sevmeseler bile... Ama seviyorlardı bizi... Hem neden ağladıklarını da biliyorduk... Ve niye bu kadar hareketliler biliyorduk... Ve bir daha kusturmamaya özen gösterecektik bundan sonra...
Biz onları seviyorduk... Hatta biz onları ağzımıza alıp, ham yapmayı, bile düşünüyorduk arasıra... Evet; tazecik tenleriyle, o eşsiz kokularıyla ve inanılmaz sevimlilikleriyle onları yiyebilirdik bile... Taze ekmek içi yumuşaklığındaydılar ve yağmur sonrası toprak kokusu olmuşlardı burunlarımıza... Ekmek içi kadar narin ve toprak kokusu kadar eşsizdiler...
Biz onları seviyorduk... Allahım, neden bu kadar tatlıydılar... Karşılarında çaresizdik... Sevmemek alçaklık, az sevmek insafsızlık olurdu ancak... Mecburduk sevmeye... İnanılmaz bir mecburiyetti hissettiğimiz... Hissettiğimiz kalbimizdi... Bebeğe duyulan bir aşktı kalbimizdeki...
Biz onları gerçekten seviyorduk... Nasıl da bakıyorlardı öyle insana... Sevmemek; elden uçan kuş umursamazlığında bir duyguydu... Ve uçan kuşun kalp atışlarıydı sevenin hissettiği...
Biz onları seviyorduk gerçekten... Onlarla hayata bağlanmıştık... Ve onlarla sevmiştik sevdiğimizi biraz daha fazla... Onlardı güldüren bizleri ve ağlatan sonra... En tatlı gülüşlerimiz ve en acı ağlamalarımız olmuşlardı... Onlara bakan gözlerimizdi; iyiliğe bakan... Ve onları tutan ellerimizdi; iyiliği tutan... Onları taşıyan kollarımızdı; iyiliği taşıyan... Bütün can sıkıntılarımızı atmıştık; taze bakışlarıyla... O incecik parmaklarının dokunduğu yerdi; tüm buzların eridiği...
Biz onlardık aslında... Bebişlerle bebiş olmuştuk... Hani koskocaman adamlardık... Hayır işte; değildik... Yanılmıştık... İçimizde bir bebek vardı; bilmiyorduk... Bir bebişti içimizdeki bebeği bize anlatan; yaşatan...
Ve hayat... Basitti aslında... Bir bebek kadar basit... Bir bebeğin kirli kazağı kadar... Ve o kazağı temizlemek kadar belki de... Bir bebek basitliğinde bir hayattı yaşadığımız...
Ve aslında, biz hayatı, içimizdeki bebek basitliğinde yaşıyorduk... Bilmeden...
Ve aslında masum bir bebiş gülümsemesiydi hayat...