- Kategori
- İnançlar
Beddua ile Kahhariye arasındaki fark...

Beddua edeceğine Kahhariye oku!
İkisi birden olmaz mı?
Olur olur…
Bakın cemaat iktidar için ikisini birden yapmış.
Önce beddua ile kahhariye Duası arasındaki farka bir bakalım.
'Bed', kötülük demektir.
Beddua ise, kötülüğün gerçekleşmesi için yapılan duadır.
Beddua kötülük için yapılır; adalet şartı aranmaz.
Yenmek, ezmek, hâkimiyet kurmak gibi anlamlara gelen 'kahr'da ise adalet şartı aranır.
Bu nedenle, kahhariye duasında ilahi adaletin gerçekleşmesi için Allah'a yakardır.
Zaten şerrin/kötülüğün hâkim olması için Allah'a yakarmak doğru bir davranış da değildir.
Kahhariye duaları, onulmaz hatalar işledikleri halde hiçbir kurtuluş gayreti göstermeyen kâfir ve zalim bir toplumun sınır tanımaz ayartılarına karşı Allah'tan istenen bir tür yardım, görece başarısızlıkların itiraf edilip Allah'a tevekkül etmektir.
İlahi vahyin irşad eğitiminden geçmeyen insanlar olayların görünen yüzüne bakarak acele ile hareket edip, hayatın bir imtihan olduğunu unutarak şuursuzca şerri dileyebilmektedirler.
İşte böyle bilinçsizce yapılan dualar bedduadır ve makbul de değildir.
Bu şekilde dua etmek Allah'a karşı sorumluluk bilinci oluşmuş müminlere asla yakışmaz. İşte bu noktada Fetullah Gülen ayıp etti(!)
İnsanın 'acele'den yaratılmış olması, ilahi vahyin rehberliğinde yoğrulup eğitilmediğinde tepkisel bir şekilde onu kötülüğün gerçekleşmesini dilemeye sevk edebilmektedir; İsra Suresi'nde buyrulduğu gibi:
"İnsan iyilik için dua ettiği gibi kötülük için de dua eder. Zaten insan çok acelecidir."
Kahhariye duası ise Allah yolundan alıkoyan zalimlerin egemenliklerinin sona ermesi için yardım dilemektir. Zalimlerin kahrolmasını istemektir.
Çünkü bir kötülüğün gerçekleşmesi için değil, İslam'ın zaferinin önündeki engellerin kalkması istendiğinden iyiliğin hâkimiyeti için çağrıda bulunulmaktadır.
Yeryüzünde adaleti yok eden küfrün, şirkin ve tuğyanın yok edilmesi, ıslahından ümit kesilen kalpleri mühürlenmiş kâfirlerin helak edilmesi İçin Allah'tan yardım istemek bir beddua/kötü dua değildir; haksızlığın ve haksızlık yapanların kahrolmasını istemektir. "Yazıklar olsun" anlamına gelen "veyl" de bir beddua değil, kınama ifadesidir.
Kahhariye duaları, her halükarda kendisine başvurulacak en güvenli sığınağın Allah olduğu bilincini taşıyanların bir eylem tarzıdır. Rabbimize tevekkülün anlamı "O'ndan başkasından yardım dilememek" düsturu değil mi?
Öyleyse İslami mücadele esnasında yaşanan görece dünyevi başarısızlıklardan sonra, Allah'a karşı taşkınlık yapan kişi ve kurumlardan yardım dilememek tevhid akidesinin bir gereğidir.
Peygamberimiz Muhammed (s)'in Kahhariye Duaları
a) Tebbet Duası:
Kur'an'da, Leheb Suresi'nde geçen Ebu Leheb ve karısının hâkimiyetlerinin sona ermesi için yapılan çağrı bir beddua değil, kahr duasıdır.
"Kahrolsun Ebu Leheb'in iki eli (egemenliği) ve kahrolsun kendisi, kahroldu da zaten. Ne faydası olacak servetinin ve kazancının? Öteki dünyada şiddetle parlayan bir ateşe atılacak. İğrenç söylentilerin taşıyıcısı olan karısı ile birlikte. O ki, boynunda bükülmüş iplerden bir halat taşır."
b) Veyl Duası :
Veyl; yazıklar olsun, kahrolsun anlamına gelen bir kınama ifadesidir.
Hümeze Suresi'nin özellikle birinci kısmı bir yakarış olarak Allah'a takdim edildiği vakit, kahhariye duaları kapsamında değerlendirilebilir. Çünkü içinde kötü niyetle müminleri dillerine dolayarak çekiştirenlere veyl edilmesi/kınanması talebi yer almaktadır.
Peki, kimdir hümeze-lümeze grupları?
Hümeze Suresi'nde Yüce Allah hümeze-lümeze güruhuna veyl etmekte, bizden de veyl etmemiz istenmektedir. Maddi servetlerini kendisine kalkan yapan zengin kâfirler, dürüstlüğü ve erdemi esas alan İslam'ın gelişmesini önlemeye çalışırlar. Böylesi tağutlara "yazıklar olsun" demek, fiili olarak da kahrolması için çalışmak her müminin temel görevlerindendir. İşte bu fiili mücadele esnasında Allah'tan yardım dilerken örnek alacağımız biçim ve muhteva Hümeze Suresi'nde yer almaktadır.
Veyl olsun bütün hümeze-lümeze gruplarına. O (gruplar) ki, serveti biriktirir ve onu bir kalkan sayar. Zanneder ki serveti onu sonsuza dek yaşatacak! Hayır, aksine o öteki dünyada hutameye/çökerten bir azaba terk edilecektir. Bilir misin nedir o hutame? Allah tarafından tutuşturulmuş bir ateştir (günaha batmış olanların tüm hücrelerine işleyen), gönüllerin üstüne kurulmuş, üzerlerine salınacak olan bir ateş; uzayıp giden sütunlar arasında.
Buraya nereden geldik?
Bedduayı biliyoruz, Fetullah hoca iktidara epey beddua etmişti. Meğer sadece beddua etmemiş. İktidardan on isme Kahhariye duaları da okumuş!
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’da kahhariye’den nasiplerini alanlardanmış!