Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '11

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Bedelli askerliğin bedeli belli oldu

Bedelli askerliğin bedeli belli oldu
 

ASKER OCAĞIDA OLDU KAPİTALİZMİN KUCAĞI


Ak parti hükümetinin göreve gelmesinden bu güne kadar süren bedelli askerlik muhabbeti sonunda noktalanıyor. Hükümet ve asker bugün yarın bu işe bir nokta koymaya hazırlanıyor. Tartışma yaşın yirmiyedi veya otuzbeş olması arasında dönüyor. Zira yaş 27 olursa beşyüzbin insanımız faydalanacak ama otuzbeş olursa ikiyüzbin insanımız faydalanabilecek.

Yukarıya yazdıklarım bugüne medyamızda yayınlanan haberlerin özetiydi. Ayrıca ne kadar bedel ödeneceği konusundada çalışmalar henüz tamamlananmış ama eminimki bununda bir bedeli oluşmuştur biryerlerde. Sonuçta devlet yirmiyediyi kabul ettirecektir diye düşünüyorum açıkçası. Çünkü alınacak bedel beşyüzbin ile çarpılınca çıkan rakam muazzam bir gelir sağlıyor.

Tabi bu alınan bedellerde tıpkı deprem vergilerinden toplanıldığı gibi bizlere yol , su vesaire olarak geri dönecek. Zaten yaklaşık bir asırdır toplananların hepsi bu şekilde dönmedimi. Su geldi kanalizasyonumuz olmadığından evimizi bastı, double yollarımıza her yıl yeniden asfalt atıldı. Alt yapı çalışmaları hiç bitmedi. Yani şimdi Allah var (c.c) hizmetler çok büyük ve halkımızın yol yapan, kanalizasyon döşeyen,okul yapan küçük bir kesimine inanılmaz faydası dokunuyor ve bunu hep birlikte görüyoruz.

Van'da insanlara çadır gitti gerisi boş. Donsun herifler, ölsünler zira deprem vergileri yollara yatırılmış. Bütün yollar depremzedelerin yani. Kısacası bu asil yolları artık "deprem zade" lerimiz kullanabilir. Ayrıca devletede hak vermek lazım hele bir kış geçsin ölen ölsün kalan sağlar bizimdir mantığındalar. Tabiki doğru olanda bu değil mi? Elbette doğru. Yaralı parmağa bile milletinin çişiyle işeyen bir devletten başka ne beklenebilirki. Toplanan kasalara girdi iş bitti. Birileri bunları aklayacak, paklayacak Van'a yollayacak. Sonrada "okus focus pokus falan filan" anlayın işte.

Neyse biz saadete pardon sadede gelelim rahmetli gideli epey oldu değil mi? O halde her neyse devam edelim biz askerlik konusuna. Ne demiştik yaş demiştik ve enson bedel demiştik ve sonra kafamız karışmıştı ve yeniden sadade gelmiştik.

Sadet şu o halde "yaşasın zenginlik, fakirlere ölüm"

Şan ile şeref ile geçen 730 günler düşe düşe 450 güne düştü. İki yıl aslanlar gibi askerlik yapan babalarımız rahmetli oldu ve 550 gün yapan biz geldik. sonra 450 gün yapan şimdiki kardeşlerimiz.  Her birimiz bizi güçlükle okutan veya büyüten birer ailenin ferdiyiz. Neredeyse iki kez hatta üçkez evlendirilmemize yetecek hatta birer iş kurmamıza yecek kadar parayı şimdi insanlar askere gitmemek için ödeyecek ya ne yalan söyleyeyim inanılmaz zoruma gidiyor.

Oysa asker ocağı Mehmetçik ocağı değil mi? Ülkenin her yanından gelen insanlar birbirlerine sırtlarını dönmeyi öğrenir. Biri uyurken diğeri nöbet tutar. Aynı karavanadan yer bereketin doruk noktasını yaşarsınız. Sonra çimlere bastırmazlar, ıslak elle elektrik düğmesini kapattırmazlar. Büyüğe yani üst devrelerinize ve rütbelilere saygı duymak zorundasınızdır ve emir tekrarını yani itaat etmeyi öğrenirsiniz. Tabi birde hayatınızın sonuna kadar unutmayacağınız ve her fırsatta anlatacağınz anılarınız olur bu mukaddes ocakta. Adam olursunuz, terbiye olursunuz ve koğuş kalk diyen annenizin sesiyle bile yataktan fırlarsınız.

Elbetteki düzenli ve profesyonel ordu kurmak en mantıklı şey. Üç aylık eğitimle askeri adeta iç savaşa dönen terör probleminin ortasına sokarak şehit olmalarına yada haince katledilmelerine seyirci kalmak doğru değil. Fakat bunu yaparken elleri vicdanlara koymak gerekmez mi?

Şimdi parası olanlar bastıracak ve krallar gibi 28 günde temel eğitimleri alacaklar sonrada haydi bakalım teskere. Ama parası olmayan gariban vatan evlatları yine aynı kara düzenle devam edecek kışlalarda "her şey vatan için" demeye. Peki bu nasıl bir adalet anlayışı olacak buna zenginleri koruyan bir askerlik anlayışı yani kısacası "her şey yatan için, vatanını satan için" desek daha doğru olmaz mı?

Tabi parası olmayanlarada çözüm üreten uyanık esnaflar var. Neymiş efendim bedelli askerlik için şu oranla şu kadar vadeyle kredi vermeye başladılar bile. Allah aşkına söyleyin ne olur yirmibin euro'lardan bahsediliyor. Bu otuz yıl boyunca devletine hizmet eden memurumuzun veya işçimizin aldığı emekli ikramiyesinden daha çok. Oysaki yirmiyedi yaşına gelmiş bir genç üniversiteden yeni mezun olmuştur. Otuzbeş yaşına gelen biri ise kaçabileceği en son noktaya gelmiştir. Bu adamlar nasıl çalıştılarda bu kadar kısa zamanda böyle bir kazancı sağladılar. Ama bu kezde şu geliyor akla "babam sağolsun""Dayım sağolsun" v.s.

Uzun lafın kısası ben ve benim gibiler aslanlar gibi gittik ama eksik ama fazla vatanımız için hiçbir karşılık beklemeden vazifemizi yaptık geldik. Şimdi ise bu işten bile rant elde etmeye çalışır hale gelen bir anlayışla başbaşa kaldık. Bu durumda bu işin adı asker ocağı olmaktan çıkıp kapitalizmin kucağı olmuyor mu? Tabiki yorum ve takdir sizindir.

 
Toplam blog
: 55
: 979
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

İnsana insan olduğu için değer veren dürüst ve saygılıyım.Güzelliği fiziki olarak düşünmeyen gönül g..