Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '19

 
Kategori
Siyaset
 

Beka Sorunu!

Son günlerde tartışılan konu, Türkiye'nin bir "Beka Sorunu" var mı yok mu konusu...Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Cumhur İttifakı'nın bir tarafı olarak beka sorunu vurgulaması tartışmayı "seçim" ve ülkenin geleceği bağlamında tartışma konusu yapıyor.

Cumhur İttifakı'nı oluşturan partiler ve liderleri,Türkiyenin bir beka sorunu olduğunu bu bakımdan milletin oy verirken bunu dikkate alması gerektiğini söylüyorlar...Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek MHP lideri Devlet Bahçeli, bu vurguyu sürekli yapıyor.

İlk bakışta bunun alışılagelmiş seçim söylemlerinden biri olduğu sanılabilir...Siyasi partiler, seçimlerde başarılı olmak adına pek çok konuyu abartılı olarak sunabilirler...Bunu hem iktidar tarafı hem muhalefet tarafı yapabilir.

Ne var ki, bu siyasi olgu,Türkiyenin bir "Beka Sorunu" oluduğu gerçeğini ortadan kaldırmıyor.

Esasen Türkiye kuruluşundan beri beka sorunuyla karşı karşıya olmuştur hep...Gerek tarihimiz, gerek coğrafyamız bizi sürekli teyakkuz altında olmaya mecbur ediyor.

Eğer, bu teyakkuz durumundan çıkar, gaflete düşersek işte o vakit beka sorunuyla yüz yüze geliriz...

Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti kısa tarihinde çok defa bununla yüz yüze geldi. Aslında, daha önce de yazdığım gibi, Avrupa'da biten "Dünya Savaşları" Türkiye'de hiç bitmedi.

Birinci Dünya Savaşının ardından, Kurtlar sofrasında parçalanan Osmanlı'dan sonra; İkinci Dünya Harbi sonrası da Türkiye Cumhuriyeti devleti Kurtlar sofrasında oldu.

Belki bu sefer yemediler ama çatallarını sürekli ensemizde hissettik: Sağ sol çatışmaları; mezhep kışkırtmaları; etnik terör kuşatması ve nihayet 15 Temmuz işgal girişimi...

Bunların hepsi, Türkiye'nin bir "Beka Sorunu"nun olduğunun açık kanıtıdır...Eğer, bunları atlattıysak milletimizin tarihinden gelen engin irfanı ve sağduyusu sayesindedir...Her defasında, bu aziz millet, bozguncuların oyununa gelmemiş; ülkesini kurtların ağzından çekip almıştır.

Ne var ki, bunun tekrar etmeyeceğini söylemek ya çok açık bir safdilliktendir ya da gizli bir bozgunculuktandır.

Türkiye'ye her yönden saldıranlar, elbette Demokrasi maskesini kullanarak da saldıracaklardır.

Şu parti, şu pırtı; şu lider bu lider mevzusu değil bahsettiğim...Türkiye'yi yıkmak isteyenler nasıl olmadık yerlerde örgütlenmiş, nasıl her türlü gizli açık silahı kullanmışlarsa, siyasi partileri ve onların liderlerini de kullanabilirler...

Elli yıldır, bir "cemaat" oluşumu içinde nasıl bir "darbeci terör yapısı" oluşturmuşlarsa, aynı şeyi bir siyasi parti veya siyasi klik içinde de yapıyor olabilirler.

Zira, onların Türkiye ile olan meselesi asla bitmeyecektir.

O zaman bize düşen nedir?

Hangi görüş veya fikirden olursa olsun, tüm vatansever insanların bu konuda son derece dikkatli olup önyargılarını bırakarak sağduyularına kulak vermeleri şarttır.

Türkiye gibi, aynı zamanda medya ve sosyal medya kirliliğinin yaygın olduğu bir ülkede bunu yapmak da kolay değildir elbet...

Ama şu asla değişmez düsturu dikkate alarak hakikate ulaşmak mümkündür:

"Düşmanın okunu izle, o seni Hakka ve Hak ehline götürür!"

Bugün Amerika, Avrupa ve tüm beynelmilem emperyalizm kimi/kimleri hedefliyorsa bilin ki, bu ülkenin bekasını ve iyiliğini düşünen onlardır!

Kimi de yağlayıp ballıyorlarsa işte orada "Beka Sorunumuz" vardır!!

 

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..