Beklediğimiz gibi oluyor…

Beklediğimiz gibi oluyor…

Olan ne derseniz, söyleyeyim. Seçim propagandası başladığında cumhurbaşkanlığı seçimini kullanacaklar, mağdurları oynayacaklar demiştik, başladı.

Bakın ne diyor Başbakan…

“Peki, Abdullah Gül kardeşim kaç oy almış 357 oy almış. Peki, kardeşlerim, az çok aritmetik okuduysak, matematik biliyorsak, herhalde 357, 330'dan büyüktür. Yani 330 oyu alan bu ülkede cumhurbaşkanı oluyor da, Anayasa değişmediği halde, aynı Anayasa ile seçime gittiğimiz halde 357 oy alan niçin cumhurbaşkanı olamıyor? İşte bunun adı demokrasi değil. Bu başka bir şey. Onun için milletimiz bu CHP'ye sandıkta en büyük dersi verecektir ve buna inanıyorum. Çünkü ben inanıyorum ki bunlar, Ağrı meydanına, Şanlıurfa'ya, Van'a, Kars'a gelemeyecekler. Çünkü bu meydanlarda demokrasi var, cumhur var, halk var. Halktan kaçanlar, cumhurdan kaçanlar bu meydanlara gelemez. Onlar kapıların arkasında iş görmeye çalışırlar. Şimdi seçimden sonrasının kendilerine göre tedbirini alıyorlar. Ne diyorlar? Efendim '367 olmadan cumhurbaşkanlığıyla ilgili seçim başlamaz'. Ama halkım inşallah 367'nin üstündeki oyu da AKP'ye vermek suretiyle bunlara gereken dersi verecek.”

Başbakan bunu söylüyor da, bundan evvel 367’nin altında oy alarak seçilenlerin “Uzlaşma” ile seçildiklerini ve kimsenin de itirazı olmadığını söylemiyor. Yani 3 Kasım 2002 tarihinde partisinin iktidar oluşu ile başlayan süreçte, sonradan ve bu gün cumhurbaşkanının seçimine engel olanların desteği ile yasa değiştirilip meclise giren ve başbakan koltuğuna oturan kendisinin “UZLAŞMAZ” ve “KAVGACI” tutumundan hiç söz etmiyor ya…

Başbakan, bir yerlerden “hıncını” çıkartmaya çalışıyor.

Bunların başında “adalet” geliyor…

21 Temmuz akşamına kadar bunları dinleyeceğiz. Kendileri ne kadar inkâr etse bile “Dindar cumhurbaşkanı seçtirmediler” propagandasını da duymaya devam edeceğiz. Meydanlarda “Yuhalamayın” diyecekler ama cumhurbaşkanını da yuhalatacaklar.

Bunların hepsi olacak…

Muhtemeldir ki, bu ihtimali hiç göz ardı etmiyorum, iktidara tekrar da gelecekler…

Bu süreçte üniversite adı altında “Yüksek Lise”ler açacaklar. Adını “Üniversite” koyacaklar ve benim halkım bunlara aldanacak mı?

Bilemiyorum ve endişe ediyorum.

Meydanlarda konuşurken sormuyor kimse “Hani milletvekili dokunulmazlığını kaldıracaktın” demiyor. Kaldırmadığı bir tarafa Kemal Abisinin affını bile sağlarken kimse bir şey sormuyor…

Televizyonda gazeteciler şanlarına şöhretlerine yakışır sorular ile destek veriyorlar. Ve bizler bunları görüyoruz.

Peki görmeyen kim?...

Onu da 23 Temmuz sabahı göreceğiz.