BELEDİYELERE ÖNERİ

Mimar Doğan Hasol, TBMM üyelerinin yani Milletvekillerinin göreve başlarken ant içmelerinden esinlenerek, Belediye Başkanlarına da bu uygulamanın getirilerek “Belediye Başkanı Andı” hazırlamış.

Gelin bu andı birlikte okuyalım ve bizde kendi andımızı yazalım. Hangisinin günün şartlarına uyduğuna siz karar verin.

- Bilime, yasalara, şehircilik ve mimarlık kurallarına, plan fikrine, uzmanlıklara saygı göstereceğime, ben bilirimci ve keyfi davranışlarda bulunmayacağıma,

- Şehrin havasını, suyunu, toprağını, ekolojik dengesini koruyacağıma; yeşil alanları, su havzalarını, doğal ve tarihsel sitleri yağmaya ve yapılaşmaya açmayacağıma,

- Tarihsel kent dokusunu, eski yapıtları, kültürel mirası koruyacağıma; Belediye arsalarını elden çıkarmayacağıma, - Yeni gecekondulara ve kaçak yapılaşmaya göz yummayacağıma, mevcut gecekonduların büyütülmesi için ödün vermeyeceğime,

- Kent merkezlerinde yoğunluk artırıcı yapılaşmaya yol açacak plan değişiklikleri yapmayacağıma,

- Maddi, manevi ya da politik çıkar karşılığında imar planlarında hiçbir değişiklik yapmayacağıma,

- Denizi doldurarak ya da kazıklı yol yaparak kıyıların doğal yapısını bozmayacağıma,

- Kaldırımları otomobillerden arındırıp yayalara tahsis edeceğime; yayaları taşıtlardan çok seveceğime,

- Kaldırımları yap-boza çevirmeyeceğime; yaptıklarımı tek defalık, yani gerektiği gibi sağlam yapacağıma,

- Kent merkezinde, geçici de olsa hayvan pazarları kurdurmayacağıma,

- Sokaklara asılan afişlerle kendimi övmeyeceğime,

- Hukukun üstünlüğüne, demokratik laik Cumhuriyet ile Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma, Ant içerim...

Evet, şimdi de bizim hazırladığımız ant’a bir bakalım.

- Parti yasamıza, bize rant sağlayanlara, göz kulak olacağıma, partimin ve yandaşlarımızın sözlerine itimat edeceğime,

- Havaya, suya pek önem vermeyeceğime, yeşil alan diyerek kamulaştıracağımı belirtip, arsa sahibi vatandaşa baskı yaparak, tanıdıklarıma kazandırdığım arsaları, plan tadilatı ile değerini beşe ona katlayacağıma, özellikle, sit alanları ve su havzalarını, yandaşların kullanımına açacağıma,

- Tarihsel kent dokusunu bir kenara bırakıp, kendime göre bir kent yaratacağıma, belediye arsalarını Arap şeyhlerine satacağıma, parayı ödemeseler bile açtığım ihaleyi iptal etmeyeceğime, para gelecek diye umutla bekleyeceğime,

- Mevcut gecekondulara af getirip, yeni gecekondu alanları yaratacağıma, oy depomuz olarak gördüğümüz varoşlara, yeni yeni çok katlı binaların izinsiz olarak yapılmasına göz yumacağıma,

- Yapılacak yol güzergâhlarını belirleyip, önce yandaşlarımıza bildireceğimi, yol çevresinde oluşacak rantı, yandaşlarımızın paylaşmasını sağlayacağımı,

- Partimizin ve yandaşlarımızın çıkarları doğrultusunda, bol bol İmar Plan tadilatı yapacağımı, bunu çıkartan muhalefete de iftira atıyorlar diye çıkışacağımı ve mahkemeye gitmelerini sağlık vereceğimi,

- Rantın en yüksek olduğu yerlerde, denizin doldurulmasını, kazıklı yolların yapılarak, vatandaşın denizin üzerinde gitmesini sağlayacağımı, doğanın çehresinin önemine vurgu yaparak, bu çevrenin elimden geldiği kadar bozulmasına katkı yapacağımı,

- Otopark sorununu, yeni otoparklar açarak değil, kaldırımları kullanarak sağlayacağımı, buraların yandaşlarımıza bir gelir kapısı olarak açılmasını sağlayacağımı,

- Kaldırımları her altı ayda bir değiştirerek, yandaş firmalara sermaye aktarımı yapacağımı,

- Hayvan sahiplerinin istedikleri yerde hayvanlarını satabildikleri gibi, istedikleri yerde kesmelerine de olanak sağlayacağıma,

- Sokak ve caddelerdeki bilbordlarda yaptığım çalışmaları halka duyuracağıma, bilbordların yetersiz kalması durumunda, afişler ile bu duyurulara devam edeceğime,

- Belediye Başkanı olarak kendi hukukumu yaratıp, istediğim mütahite davetiye yolu ile rant sağlayacağımı, karşı çıkanlara Savcılığı işaret edeceğimi, Atatürk’ü bayrak(!) yapanlara asla müsaade etmeyeceğime, ant içerim...

İşte günümüzün Belediyecilik...