Belgenin aslı nerede?

Askeri savcı, “İrtica ile mücadele belgesi “nin aslını istiyor.

Sivil savcı belge bizde yok diyor.

İktidar partisi savcılığa suç duyurusunda bulunuyor.

Kamuoyunda belgenin sahte olma ihtimali tartışılıyor.

Genel Kurmay askeri savcılığı belge arıyor.

İddiayı ortaya atan gazetenin yazarı:

” Bize gelen haberlere göre polis kendinden ve elindeki belgeden çok emin.
O belgeyi Ergenekon sanığının bürosunda bir “metin” halinde bulmuşlar, o metin bir “kopya” değilmiş, üstünde orijinal imza varmış.

Metnin bulunma anı da videoya kaydedilmiş. Zaten polisler kendilerinden o kadar emin olmasalar çoktan kaçmış olmaları gerekirdi, çünkü o belgenin sahte çıkması halinde onu bulduklarını söyleyen polisler bir daha gün yüzü göremezler bu ülkede.” Kum saati, Ahmet Altan, Taraf gazetesi.

Belge sahte çıkarsa ne olacak şimdi?

O polisler nasıl gün yüzü göremeyecek?

Peki bir belgenin doğru olup olmadığından emin değilse bir gazeteci, yaşadığı ülkeyi ilgilendirecek ve en önemli kurumları birbirine düşürecek bir haberi nasıl yazar? Paparazzi mi bu?

Sonuç sahte çıkarsa, o gazete çok mu satış yapmış olur?

Bunlar, saf vatandaş sorularından bazıları.