- Kategori
- Şiir
Belki bir gün yine, yeniden
Sevgilim
Yine sana bir mektup karalıyorum
Bir şiir defterinde saklanıyorum
Sayfalarda bağırıp çağırıyorum
Adını bolca haykırıyorum
Çünkü dışımın bunu yapması yasak
Yine seni diledim sayın Tanrı'dan
Seninle bir gün yeniden buluşmak
Ya da bir şans
Geçmişe dair
Geçmişe gitmeye dair
Belki sayın Tanrı da gelir
Adını en son bir kız çocuğundan duydum
İrkildim
Bir resim kağıdına güneşi çiziyordu
Mavi renkte
Mavi renkte güneş olur mu deme
Gökkuşağını da kırmızıya
Güya ikinci sınıfa gidiyordu
Ne zaman adını duysam
Geçmişe gitmek istiyorum
Ne yapacaksın gitsen diye sorsan
Ne yapmam ki
Bir daha asla şiir yazmam
Sana koşarım
Senin için savaşırım
Sırtımda kömür torbaları taşırım
Kıbrıs'ta okumazdım
3 dil öğrenmezdim
Ne yapayım İngilizce'yi Fransızca'yı Rusça'yı veya Wilhem'in Almancasını
Aman banane derdim
200 bin liralık arabaya binmişim
Bana ne ulan
Bana ne
Brüksel'in bir başkent olduğunu bilmişim
Ha Amerikayı ha dünyayı gezmişim
Bana ne
En lüks lokantada yemekler yemişim
Bana ne
Bir gemi bileti
Bandırma Limanı
Sonra hop memleketindeydim
Deseydi işte bu kadın
Emre'nin karısı el alem
Haşlanmış yumurtayla da doyardı midem
Ne dersen yapardım
Kulağına inanamıyorsun değil mi?
Gitme desen gitmezdim
Ben beklersin sanmıştım
Oysa otobüs müsün be kardeşim
Toprakta ağaç bile büyümez
Bir damla su görmese teni
Sonrasında başını omzuma koyardım
Mermer beyazı omuzlarını öper
Hiç gülmemiş gibi ağlayan
Omuzlarında dudaklarım
Çiçekleri öpen bir arıydı
Dahası
Tarçın renkli gözlerinin kokusunu içime çeker
Serçe parmağımın tersiyle silerdim gözyaşlarını
Bana aldığın mavi çizgili gömleği giyerdim
Kış günleri dahil
Askere de gitmezdim
Dur kızma bu vatana ihanet değil
Benim için vatan senken
Hangi üniformayı giysem
Benim değil
Evet senden sonrası da oldu
Olmaz olasıcalar
Başka kadınlar oldu
Esmer, sarışın, kumral
Hiçbirinin adı dahi aklımda değil
Oysa senin doğum günün
3 Ocak 1994
Bugün
Senin doğum günün
Benim ise kurtuluşum
Esaretimin bitişi
Mapuslardan salınışım
Beraatim
Gidişin
Yazmayacağım o uğursuz Kasım ayının
bilmem kaçıncı gününü
Boşver gitsin
Gidişin bir darbe girişimi
Şu Temmuz'da olan
Gidişin Yugoslavya'nın dağılışı
Gidişin Berlin'e duvar örülmesi
Gidişin kalbimin ortasında bir sınır çizgisi
İçimdeki sesle dışımdaki sesi bölen
Gidişin Sovyetler'de bir sürgün zulümü
Gidişin Sultanahmet Camii'nde kilise çanı çalması kadar
Korkunç
Gidişin Juliet'in ölümü kadar
Ağlamaklı
Gidişin başı okşanmamış bir çocuk kadar
Sevgisiz
Mavi Şair
Emre ERDEN