Ben "Hep bisiklet" derken MB yazarları hep bana güldüler.

Sevgili dostlarım.

Ben burada bir bisiklet gezgini olarak bir çok bloglar yazdım. Bisikletin faydalarından, sağlık yönünden, çevre temzililiğnden hep bunlardan bahsettim. Neden bisiklet? Bu soruya cevap aramaya çalıştım sizin nezninizde. İlk blog yazmamdan bu yana 2,5 yıl geçti. Ama hiç kimse benim bu yazılarımı ciddi bakımından yaklaşımında bulunulmadı. Hep bana güldüler.

Bulunulsaydı neler mi değişirdi?

Güzel ülkemiz beni ve sizlerin sayesinde bisiklet kullananların sayısında ciddi sayılabilecek derece de artış olurdu. Buna inanın.

Mesela. Burada 5.000 kadar MB yazarı olduğu biliniyor.

Hepimiz okur yazarız. Aynı zamanda Blog yazarıyız. Herbirimizin beklentileri olmadan edindiğimiz tecrübeleri başkaları ile paylaşmak için burada yazmaktayız. Yazdıklarımız halkımızı aydınlatmak olmalı.

Şehirlerimiz büyüyor. Dolayısıyla arabalar, otobüsler ve kamyonlar yollarda seyahat halinde ilerlerken o güzelim şehirlerimizi kirletiyouz. Trafik sorununu henüz çözebilmiş değilliz. Arabalarımızı işter iştemez sokaklarda ki kaldırımlarda park ediliyor yürüyecek yer bırakmıyoruz. İnsanlarımız saygısız.

Yani sizler bu yaşantı biçimini beğeniyor musunuz?

Ve yine sizler akşamları işten eve gelirken o trafiği çekmek mecburiyetindeymişsiniz Allah aşkına. Yada işten çıkmış eve gitmek için halen dolmuşun gelmesini mi bekliyorsunuz?

Kısaca ben çareler arayalım dostlar derken sizler bana ciddi yaklaşımlarda bulunmadınız.

"On’da bir" kadarı yani 500 yazar arkadaş bu komu ds 10 tane blog yazsa 5.000 adet blog olurdu. Daha çok kitleye ulaşmamız mümkün olurduk. Bunlar neler olabilirdi. Halka bisikletin bir ulaşım aracı olduğu anlatılırdı. Araba yerine bisiklete binin denilirdi.

Halkın bisikleti var olacak ve bizler MB yazarları olarak belediye başkanlarından randevu alarak bisiklet yolu yapmalarını sağlayacaktık.

Dünya’da ülkemizde ki benzin fiyatından çok altındadır. Halbuki bizde çok yüksek. Neden? Hükümetimiz halktan para kopartabilmek için benzine vergi koyuyor. Ondan arabayı teşvik ediyor. Bizim halkta hemen kanıyor. Parti bakanların hiç biri seçimlerde oy isterlerken halkımıza bisiklet kullanımı için teşvik eden oldu mu şimdiye kadar? Hepsi de günü kurtarmaya bakıyor. Halbuki Avrupa’da bisiklet kullananlara teşvik için hükümet para ödüyor. Bizde nerde.

Bisiklete binen kişilerden bisiklet binmeyi bir hayat felsefesi olarak kabul ettiğini duymusumdur hep. Zorlansalar da, acı da çekseler de bisikleti sevdikleri için ve sporla ister istemez iç içe olduklarından bisiklete binerler. Memnuniyetsizliğini söyleyen kişiyi hiç görmedim.

Bisiklete binerken otobüs durakların yanından geçerken beni gören halkın ne düşündüğünü merak etmişsimdir. “Manyak mı bu adam vücudunun tüm hatlarını ortaya koyan giyimiyle bisiklete mi binilir. Kendi kendini yormuyor mu?”

1,5 sene öncesi İlyas Bayram’la ailecek Kuş cennetine uzanmıştık Ben bisikletimle giderken İlyas Bey yanında eşi Sevil hanım, benim eşim Selver Hanım’ı ve iki kızımı da arabasına alarak o şekilde yol almıştık. Dönüşte bizleri Bostanlı iskelesine bırakırken Sevil Hanım bana bir laf etti.

“Ahmet Bey, keşke bisikletle gitmeseydiniz de bizimle birlikte arabanın içersinde gelseydiniz bu kadar yorulmazdınız.”

Yani bisiklete binmek bu spor olmuyor da yorgunluk mu oluyor?

Bugün İtalya Bisiklet Turunda yayını Türkçe olarak gerçekleştiren Belçikalı yorumcu biraz yarım Türkçe’siyle “Futbol bir oyundur ama bisiklet gerçek bir spor dalıdır” dedi. Haksız da değil hani.

Futbol sınırları çizgileri ile belirlenmiş bir alanda oynanılan bir oyundur. Ama bisiklet doğa ile iç içedir.

Bu anlatılmaz yalnızca yaşanılır.

Ben bloglar yazdım ama bana MB yazarları ve okurları bana bunu yapmamalıydılar. Kimseye de zorla bir şey yaptıramam ki.

İşte bu nedenle bisiklete binen dostların birinin yazmış olduğu bloğuna uzanmak ve kendisine gelen yorumları sizlerle paylaşmak istiyorum.

http://cyclingtr.com/blogs/bisikletli_yasam/archive/2008/05/06/neden-is-yerimize-bisiklet-ile-gitmiyoruz.aspx

Bana gülseniz de hepinizi seviyorum.

Hepiniz sevgi ile kalınız.