- Kategori
- İlişkiler
Ben, Sen ve Biz derken...
Sanırım üzerinde çoğunlukla hemfikiriz ki; sevgi ve aşk, insanlık tarihi boyunca yoksunluğu en çok duyulan, temel ve insani bir duygudur. Susuzluk, açlık, cinsellik, analık ve merak duyguları gibi…
Bu yoksunluğu giderelim derken, bilinir ki, tek başına yapıl(a)mayan, iki kişilik bir "giderme" girişimidir bu. Başarılırsa eğer, her iki taraf için de, eş anlı, kalıcı bir zenginleşme halidir. İki benlik tek bir benlik halinde, sevgi adıyla doğsun istenir.
Sevgisizlik; haklı ya da haksız yalnızlıkla akraba kılınır ve ondan çıldırmanın 'yalın hali' diye korkulur.
Yalnız insan, yaşam tavlasında bir o tarafa, bir bu tarafa geçip zar ata, ata oynamaktan sıkılır.
Sevgisizliğin 'yalın hal'den 'den hali'ne kadar tüm hallerini geçmişinde sabırla çeke, çeke yorulur. Issızlaşır, ontolojik köklerine uyar sevgiye, sevdaya, aşka sarılır insan. Ölüme, geçip giden zamana ve sonsuzluğa karşı birlikte bir isyan haliyle...
Bu kez de başka bir 'hal'e, sevdanın dilbilgisi çekim kuralları arasında gizli olan 'karmaşa hali'ne takılıp kalabilir.
Bu 'karmaşa hali'; koruma-kollanma, dokunma-hissetme, konuşma-dinleme, arkadaş olabilme, paylaşma, dayanışma-savaşma, saygı, sorumluluk içinde hem biz hem de kendin olabilme hallerini ve b-ilgi başta olmak üzere birçok merhalenin birlikte varlığını ve gizil uyumunu içerir...
Ya İçermezse...
Adam da boş değildir. Çağdaş, duyarli, görgülü ve deneyimlidir.Der ki:
"Çizerken yolunu kadının gönlü
Bırakmalı hep izlemeyi.
en yakınındaki gölgeyi,
Sürekli ardına düşe(bil)ecegi.
Ya, ne yapmalı?
Zor ama,
Kendi içindeki güneşi doğurmali.
Işığını yansıtan,
"Adam gibi" bir yüzde
Ve yürekte
Araf'da kalmaktansa sürekli.
Birlikteliğin o hep kendine hamile
Gündoğumlarinda.."(1)
Ve bariştilar yeniden.Kendileriyle de barışık kalarak.
İ. Ersin Kabaoğlu,
29 Mayıs 2021, Cumartesi
Ankara