- Kategori
- Deneme
Ben A, sen Z

Ne tuhaf yaratıklarız biz seninle, tuhaflıkla aşkı öğüten iki değirmen taşı oluyoruz. Kendimizi aşındırdığını bilmeden dönüp duruyoruz. Bilmiyor muyuz sahi engellemez aşınmayı, birimiz yerinde dururken birimizin dönmesi.
Senle ben, olmayacak şeylerden oluyoruz. Bazen, nehir köprüsüne karşılıklı duran iki ayak. Köprüler geçecek ayaklarımız varken, garip geliyor uzaklardan bakmak.
Birimiz turna oluyoruz, birimiz köstebek. Oysa bir kirazda iki kurtçuk olmak nasılda yakışacaktı bize.
Ne tuhaf yaratıklardık biz seninle. Hiç denemedik güneşle çilek olmayı ya da köpükle kum sahillerde veya bir elmaşekerine kırmızı ve şeker olmayı denemedik hiç. Denemedik birimizin tenine birimiz ipek olmayı.
Yan yana düşemedik seninle. Bir sapa tutundukta ben kök oldum sen başak, ne çok ayrı düştük aynı yerde.
Aynı alfabede iki uçtan harfler seçtik kendimize. Ben “A” oldum sen de “Z”.
AZ ile yan yana düşünce, araya girdi “ya” ve “la” ayırdı, AyaZ ve AlaZ ile.
Birimiz su, birimiz kuğu olamaz mıydık küçük bir gölde. Toprakla, çim mesela bir küçük bahçede.
Ben etten kemiktendim, tenden ve tinden. Sen tunçtan, çelikten, bir dişliydin ya da kasatura yüreği delip geçen. Olmak zor muydu sahi, kabuk ya da merhem. Neden olamadık, birimiz Aslı, birimiz Kerem?
Ne tuhaf yaratıklardık biz seninle. Olmayacak şeydi bir masal olduk, yazıldık küçük bir hatıra defterine.
Nevin Kurular
nevinkurular@hotmail.com
Yazıların yayım hakkı yazarına aittir. İzinsiz çoğaltılamaz