Ben sana sorarım 5. bölüm

ÇIRAĞAN SARAYI:

Demir ile dansı biten Esma diğer kavalyeleri ile dans ediyordu sıra ile.

Selim sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. Gözleri hapsetmişti genç kızı.

Ö:Selim…Gelmeyeceksin sanıyordum.

S:Şeyy...Ben düşündüm de.

Ö:Gel.Seni Şah Musa Ladin ile tanıştırayım.

S:Tanışırız sonra baba. Ben..

Ö:Ayıp ama Selim kızı bakışlarınla yedin bitirdin.

S:Çok mu belli.

Ö:Gel hadi. Kaleyi içten fethe ne dersin.

S:Allah derim.

……………..

Ö:Şah Hazretleri büyük oğlum Selim.

M:Allah bağışlasın Ömer Bey. Aslanlar gibi iki oğul yetiştirmişsiniz.

S:Siz de birbirinden güzel iki kız.

Ö:Öhööö…Öhö…

S:Şey müsaadenizi isteyeyim.

Musa gülümsedi arkasından..

……………………

S:Sıra bende galiba Prenses Melek.

E:Öyle görünüyor. Ama çok yoruldum ben.Bağışlayın lütfen beni.

S:Hay Allah.

E:Müsaadenizle.

…………………

E:Babacığım. Müsaade istesek artık…Çok yorucu bir gündü.

M:Müsaadenizle Ömer Bey.

………………..

Selim hızlı adımlarla yaklaştı Esma’nın yanına.

Elini öptü usulca.

S:Sizden bir söz istiyorum Prenses Melek.

E:Söz mü? Ben öyle olur olmaz şeyler için söz vermem. Pardon isminiz neydi.

S:Selim…Selim Arhan.

E:Selim Bey.

S:Ama dans sözünüzü yerine getirmediniz Prenses Melek.

E:Sözümde dururum ben.

S:Yarın ne yapıyorsunuz? İsterseniz İstanbul’u gezdirebilirim size.

E:Ah…Buna hiç gerek yok Selim Bey. Demir Bey ile gezeceğiz İstanbul’u.

“Ah Demir ah..Yere bakan yürek yakan Demir. Prenses Meleği sana bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun sevgili kardeşim.” diye düşündü Selim.

……………………..

Selim hayran hayran baktı arkalarından.

D:Abi… Prenses benim.

S:Boşuna heveslenme Demir. Kimselere bırakmam prensesi. Kardeşime bile.

D:Sen o şansı çoktan yitirdin ağabeycim. Organizasyonla ilgilenmedin.

S:Şu andan itibaren yakından ilgileniyorum.

D:Ama prenses benimle dans etti.

S:Olabilir. Bu her şey demek değil. Sen donuna yaparken ben kız tavlıyordum.

D:Ağabey.

………………

Ö:Ne oluyor burada?

D:Abim. Hem ilgilenmedi organizasyonla. Hem de prensese göz koydu.

Ö:Kavga ettiğiniz şeye bakın. Şahın iki kızı var. Haaa. Haaa…

……………..

S:Sen diğer kızı al.

D:Pıışşııkk. Neden hep sen kaymak yiyeceksin. Sen al diğerini.

S:Prensese bırakalım o zaman bakalım kimi seçecek.

D:Tamam.

S:Anlaştık. Ver elini.

Tokalaştılar.

S:Ha…Demir. Yarın ben gezdireceğim prensese İstanbul’u.

D:Niyeymiş o? Biz birlikte gideceğiz.

S:Peki… peki… Siz gidin.

…………………..

ARHAN MALİKHANESİ.

S:Gülsüm portakal suyu alayım ben.Demir Bey’de aynından istiyor.

G:Tabii Selim Bey.

……………

Gülsüm’ün getirdiği bardaklardan birine elindeki müshil ilacını boşalttı Selim.

D:Günaydın abi.Ne güzel bir gün değil mi?

S:Gerçekten çok güzel bir gün.

D:Bu portakal suyu benim için mi?

S:Ben isteyince Gülsüm senin içinde hazırlamış.

Demir bir dikişte bitirdi bardaktakini.

D:İyi geldi.İçim yanmış.

“ Asıl birazdan yanacaksın.” diye fısıldadı Selim kendi kendine.

D:Bir şey mi dedin abi?

S:Yoo...Bir şey demedim.

D:Ben çıkıyorum prensesi bekletmeyeyim.

Demir kapıya doğru yöneldi. Bir anda eliyle karnını tuttu. Yüzünden acı çektiği belli oluyordu. Koşarak tuvalete gitti.

………………

Geri geldiğinde hala kıvranıyordu.

S:Nen var Demir?

D:Karnım felaket ağrıyor.. Bağırsaklarım bozulmuş. Dün akşam çok karıştırdım dokundu galiba yediklerim.

S:Hay Allah. Prenseste seni bekliyordu.

D:Bu halimle gidemem. Yollarda rezil olurum. Arayıp özür dileyim kendisinden.

Ö:Olmaz Demir. Kızdırmaya gelmez Şahı ve kızlarını. Selim sen git.

D:Olmaz.

Ö:Demir…Çocuk gibi kavga etmeyin lütfen. ARC’ nin geleceğini düşünün..Hadi Selim.

S:Memnuniyetle.

Demir öfke ile baktı abisinin ardından.

……………………