- Kategori
- Gündelik Yaşam
Ben seni asla bırakmadım sevgilim!!! şehrim... Ankaram....
Hayatın ne getireceğini bilemediğin bazı anlar vardır ya!!
Hani bilemezsin birde nerede durmak istediğini. Aslında belki çoktan yolu yarılamışsındır da farkına bile varmamışsındır ...
Hani o an sadece ve sadece ilerisi vardır ve birde ileride yaşayabileceklerinin ihtimal hesaplamaları, yaşamamadıklarının oranıda etkiler bu hesabı....
Dahası iş sadece aritmetikte değildir...
İşin duygu boyutu vardır birde; özlemler vardır, keşkeler, iyikiler ve umarımlar asılı kalmıştır.
Kulağındaki seslerse fon müziğini hazırlar bu anın sinsice ... gizlice süzülür girer beyninin kıvrımlarına ve niceden sonra bir gün "o anı" hatırlatır duyduğunu bile hatırlamadığın kumruların sesi ...
Ve renkler süzülür girer. Artık tamamdır; eflatun leylakta bulmuştur zaten kendini ...
Hayatın ne gitreceğini asla tahmin edemediğin anlar vardır ya hani; belirsizdir herşey önünde ....
Hikayenin sonuna mı gelmişsindir yoksa bir bölüm daha var mı dır?? bilemediğin anlar işte öylesine ...
Yarım kalışlar ve terkedişler asılı kalmıştır günün boynuna; sevdiğini , sevdiklerini ve birde aşkını gömmüşsündür kumru seslerinin usul usul semadan süzüldüğü, eflatun rengi leylakların açtığı cılvıl cıvıl bir bahar gününde;
arkanda bırakmışsındır bir kenti...
Aslında bahar mıdır bilmezsin anımsamassın bile ...
Nasıl anımsayabilirsin ki acı içinde terkettiğin yerin aslında seni terkettiği zamanı ...
Sadece anlar asılı kalmıştır..
Bir köprüden geçerken kalabalık; tenhadır köprünün altı bir kız çocuğu geçiyordur saçları iki yandan örgülü; yaslanıp korkuluklarına köprünün, aşağıya bakarsın bilirsin kim olduğunu ve nereye gittiğini; ama "gitme" diyemezsin ki !! desen de duyamaz ki zaten !!!
Sadece bahar olduğunu bilirsin ...
Gözyaşların ılık ılık akar içine ...
"Ben seni bir bahar, akşama doğru; hani iş çıkışı bir zamanda kalabalık caddenin tenhalığına sığınmış, leylak ağaçlarının yol boyu dizili olduğu bir ara sokakta terkettim" dersin !!!
"Ben seni terk ederken sen de beni; kumrular uçuyordu gökyüzünde; çığlık çığlık seslerini duymuştum!"
demek istersin ....
İşte öyle anlar vardır ya hani kimsin nerdesin ve nasılsın anlamadığın pek de önemi olmadığı;
Durakalmışsındır anda, ve dünya durmuştur; önünde tenha sokak, kenarında leylak ağaçları ....
Ve işte o an ait olduğun sevgilinin bedenine sokulur gibi usulca yaklaşır; dokunursun; çekinerek ....
İşte o an; gökyüzünden usul bir ses dolar beynine çığlık olur kumruların sesi .....