Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Bencillikleriyle Ninelerimizi, Dedelerimizi İncitmesinler

Bencillikleriyle Ninelerimizi, Dedelerimizi İncitmesinler
 

          Marketler her geçen gün zincirlerine yeni bir şube eklese de, ürünlerinin  sertifikalı olduğunu belirtse de,  tüketiciye seçerek alma hakkını tanıyor olsalar da semt pazarlarının pabucunu dama atamazlar. Her ne kadar marketlerden sebze meyve alışverişi yoğunsa da  tüketiciler semt pazarlarındaki ürünlerin marketlere oranla fiyat uygunluğu ve tazeliği nedeniyle  semt pazarlarını daha çok tercih etmektedirler. 

          Bir de semt pazarlarında köylerden gelen doğal ürünler vardır ki semt pazarlarının ve tüketicilerin çoğunun olmazsa olmazıdır. Lafı nereye getireceğim böyle doğal ürünler satan çok muhterem büyüklerimiz var. Kimisi mecburiyetten,  kimisi çalışmaktan vazgeçemediği için semt pazarlarında sabahın köründen gecenin yarısına kadar ekmek parası için alınteriyle yerlerini almaktadırlar. Kendilerine saygımız sonsuz ellerine sağlık keselerine bereket olsun. 

          Bahsettiğim muhterem büyüklerimizin incindiğine, üzüldüğüne şahit olunca yazmadan duramadım. Bugün semt pazarına uğradım ve bir kaç hafta önce denk geldiğim gibi bir durum yaşandı, olmamalıydı. Efendim bir teyzemden alışveriş yaparken bir beyfendi geldi. Olanlara rağmen ben yine de beyfendi diyorum. Teyzeye 1.5 lira olan kerevizlerin bir tanesinin yetmediğini söyleyerek 2 tanesini 2 liraya verirse alacağını aksi takdirde almayacağını söyledi. Teyze bir düşündü. “Yavrum fiyatı  zaten uygun hadi 50 kuruş almayayım senden” dedi. Beyfendi inatla “ İkisini ver 2 liraya bir tane yetmiyor” diye tutturdu. Teyzeciğin düşünceli hali bile beyfendiyi etkilemedi. “Bazen  böyle diyorlar herkese az paraya verirsem eve ne götüreceğim a oğlum” dedi. Beyfendi “ Amma nazlandın be teyze başka kerevizci mi yok almıyorum” deyince dayanamadım. Yere bıraktığı onca poşedi o tavırla bir hamlede yüklenirken sessizce “ Size zaten uygun verdi ki haklı ekmek parası için bu yaşta burada,  alınterinin karşılığını alamayacaksa burada emek vermesinin ne anlamı var” dedim. Hiç umursamadan yürüdü gitti. Teyze hem tavrına hem almadığına üzüldü. “A gızım görüyo musun? Torun üniversitede başında baba baba değil ben ona, berikine az paraya vercem oğlana ne göndercem. Gez sor en ucuz da ben veriyom daha napam?” diye ekledi. “Yerden göğe haklısın be teyzem boşver bencil o. Üzülme sen dedim Rabbim rızkımızı kesse vademiz dolar ekmeğimizi o mu veriyor böyleleri almazsa almasın dedim. “ İçimden geçeni, aklıma geleni söylemek istediysem de daha çok incinebileceğinden korktum ve sustum. Sonra önceki haftalarda yara bandı satan bir dedenin bir kadınla buna benzer bir diyaloğu aklıma gelince iyice moralim bozuldu.Görmediğimiz, duymadığımız  nice dedeler nineler vardı daha. Alışverişimi tamamlayıp teyzeme veda ederek ayrıldım. 

          İçim buruktu dalgın yürürken beyfendiye yine rastladım onca poşede yenileri eklenmişti “Sanki hepsini  indirimden aldın kırık” diye söylendim içimden. “ Markette 9.99 u son kuruşuna kadar hatta 1 kuruşta fazlasını ödüyorsun gıkın çıkmıyor da gücün dedelere ninelere mi yetiyor be adam. Hem madem yetmiyor kalabalıksanız garnitürle çoğalt havuç patates illaki alıyorsun bir kereviz az yiyiverin ceremesini teyze mi çekecek?”  diye haykırmak istesem de dedim deliye ne taş at ne üzerine sıçrasın. Söylediklerimi az önce duymayan şimdi bunları mı duyacak? Duymadı çünkü işine gelmedi yine duymaz. Sen ya sabır de dedim. 

          Sahi biraz ayıp olmuyor mu?

 

SİBEL YILMAZ 

         

 
Toplam blog
: 145
: 716
Kayıt tarihi
: 22.02.18
 
 

1978 Bursa doğumlu. Kelimelerin Dansı ve Kırmızı Vosvos kitaplarının yazanı. Eşi ve kızları olmaz..