Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Beni ağlama annem, ilk kez ölmedim ki...

İlk kez ölmedim ki...

“Beni ağlamayın artık ne olur annem, ilk kez ölmüyorum ki, alışmadınız mı ölümlere…

Çocuktum çıplak ayaklarımla oynarken sokak aralarında, televizyonlarda spor ayakkabıların reklamları ile büyürken öldüm de kimse anlamadı.Şimdi bu bayram gününde acını tazelemek istemem güzel annem, bak göz pınarların kurumuş , beni ağlama ne olur;ben bana ağlarım, anlarım artık. Daha dün gibi inşaatlarda taş taşıdığım ve gözlerimin önünden kayıp giden çocukluk sevdam. Yaşım yirmi iki ama ben zaten yüz yıl yaşamış gibi yorgundum hayattan. Biliyorum en çok sevdiğindim, ama zaten hastalandığında paket tedavilere mahkum olduğunda öldüm. Bende iyisini okumak isterdim ama babasından yardım ile geçimini sürdüren öğretmenimi tanıyınca şevkim kırıldı , zaten para kazanmak gerekiyordu baba rolü bana düşmüştü hatırlar mısın… Eve ekmek getirmenin başka yolu var mıydı ki annem taşıyamayacağım yükleri omuzladığımda öldüm. Keşke doktor olsaydım dediğimde oldu herkese yetişmek isterdim.Bazen gazeteleri okuduğumda içim burkulurdu bayraklara sarılı Mehmetleri gördüğümde, gözlerim buğulanırdı , düşünürdüm kim, kimin evladı, nasıl koşullarda yetişti diye ve derdim ki kendi kendime onlarda benim gibi işte. Daha bir buğulanırdı gözlerim, ağlardım. Nereden bilirdim anne kendime ağlayacağım! Kader diyerek işin içinden sıyrılmak kolay ama hep payıma karası düştü anlatamadım yüreğime. Ve başkalarının kaderlerini seyrettim güzeldi annem…

Beni ağlama annem.

İlk kez ölmedim ki…

Ben mutlu yaşadım anne. Payıma düşeni aldım ve genç yaşımda yüz yıllık bir çınar gibi düştüm ya toprağa anlatamadım hala. Yoruldum yalanlardan, hep umut ettim, kanımla suladım yetmedi, daha niceleri gelecek ve gücüme giden rakamlardan başka anlam taşımıyor bazıları için, eğlence sürüyor tv’de asıl şimdi öldüm diyorum ama anlatamıyorum. Bakma uzun cümleler kurmak gibi bir derdim yok ama içimden geldiği gibi anlaşılmak istiyorum, anlatmak…

Hep başkalarının acılarını acım gibi yüklendiğim yüreğim yıkılan gecekondularda ağlayan annelerin yakarmalarında zaten durmuştu, biliyorsun. Ama göğe değenler sürüyordu annem.

Baş göz edemedim diye neden yüreğini dağlarsın anlamıyorum. Hem evlensem ne olacaktı;gurbet gurbet gezip ekmek peşinde koşmayacak mıydım. Belki annem tersanede asgari ücrete çalışacaktım…

Ücretli öğretmen bile olabilirdim eğer okusaydım.Ama baksana daha geçen hafta Ankara’da iş isteyenlerden geçilmiyordu. Atama bekliyorlar ama biliyor musun çalışanlar da mutlu değil annem.İktidara uyanın yol aldığı bu zamanda kolay değil hani.

Aslında uzun, uzun konuşabiliriz ama yarın bayram artık rahat uyu ve gelen gazetecilere şehit annesi nasıl olur göster anne. Sakın o yaşarken neredeydiniz diye sorma.Onların suçu değil anne. Ve artık bıraksınlar manşetlere çıkarmayı söyle onlara; yaşarken görmedikten sonra ne faydası var ki! Söz ver anne.

Beni ağlama artık,

İlk kez ölmedim ki…”


 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..