- Kategori
- Gündelik Yaşam
Benim ''BAKİRE'' kalemim

Bakire kalemden dünya denen mahalleye!
Gerçekten de bir insanı ''hak'kınca'' anlamak ve tanımak için ki serzenişlerimdir!
Öncelikle!
''Bir canlı, önce dinlemeyi hak etmişse, (Hakk katında) hava, su, taş, toprak dile gelir, söylemek istediğini anlatırmış, duymasını bilene!''
Hepimizin yaşarken öğrenmeye çalıştığı gibi, öyle zamanlar olur ki, söyliyeceğimiz her şey dilimizin ucunda takılır kalır. Aslında bu sus pus halimiz bir kazançtır farkedebilen için. O an da aklımızın düğmesine basarsak, şıp diye susmayı tercih eder ve sabrederiz!
Eğer ben o düğmeyi kullanabilmişsem şayet, hemen şu meşhur, son duraktaki kendimizi, nereye gideceğimizi bilmediğimiz ve tir tir bekleyen o halimizi düşünürüm..
Hani istesek de başka başka yerlere gitmeyi ama gidemediğimiz ve hepimizin aynı yere gideceği o tek yeri.
Allah'ın huzuruna varacağımız o yeri ve halimi gözümün önüne getirmeyi yeğlerim.. Açıkçası o an karşımdakini, hiç bir şey görmemiş, duymamış, dememiş, bilmemiş ve anlamamışçasına dehlerim..
Niçin mi?
Benlik yarışı olan kara saçmalığın boş savaşını, ben başlatmış olmamak için!
Bu tavrımı da manevi kazanç bellerim.
Desem ki size, ''gözlerimden akan sıvıyla, kalemimden akan sıvının aynı olduğunu, buna gözyaşı dendiğini ve ruhumun bir çeşit orgazm'ı olduğunu'' bunu kendime yapmış olduğum sayısızca ''depresif'' seyahatlerden öğrendiğimi, bana inanır mısınız? Beni anlar mısınız? Peki beni tanımış olur musunuz?
Size benden bir şey daha yazayım mı, (söyliyeyim mi,) itiraf edeyim mi?
Ben ''Bakire kalemimi'' henüz daha kullanmadım!'' Vallahi diyorum!
''Melekler yüreğinizden öpsün''
Sabiha Rana
Fotoğraf:Milliyet Galeri