- Kategori
- Bayramlar
Benim bayramlarım...

Günler birbiri arıdına peşi sıra giderken, bir Ramazan ayını daha bitirdik. Tükenmeye yüz yutmuş gelenekler gibi bayram alışkanlarımızda değişti. Bayram ziyaretleri yerini, bayram tatillerine bıraktı. “Nerede o eski bayramlar” dedirtecek, eskiyi aratacak bir bayram daha kapımızda.
Eski bayramlarımı arıyorum, Barış Manço’nun “Bugün bayram erken kalkın çocuklar” ezgileriyle uyandığım bayram sabahlarımı…
Salonda yanan sobanın sesisini, kahvaltı sofrasını hazırlanırken çay bardaklarının çıkardığı sesi, anneannemin gülümseyerek “günaydın güzelim” demesini, dayımın radyoyu açıp bulduğu ilk oyun havasında oynamasını, bayram sabahının o binbir telaşını, anneannemin torunları için hazırladığı, isimlerimizin işlenmiş olduğu mendillerini, Urla’daki evimizin kokusunu, anneannemi, dedemi çok özledim.
Keşke bu bayramda burada olabilselerdi.
Ahh o bayram sabahları...
İzmir’den Urla’ya sabahın erken saatlerinde giderdik. Biz gittiğimizde Dedem bayram namazına gitmiş olur, dayımlar, teyzemler hepsi eve gelmiş ve bizimde gitmemizle birlikte aile tamamlanmış olurdu. Evde ise, kuş sütünün eksik olduğu kahvaltı masasını, Muzaffer Amca’dan alınan sütle tamamlardı Anneannem. Dedeminde gelmesiyle birlikte, bütün aile birbirleriyle bayramlaşır, torunlar için hazırlanmış mendiller dağıtılırdı. Anneannem hiç üşenmez isimlerimizi o mendillere işlerdi. Ben tabii o zamanlar mendille değil onun içindeki harçlıkla daha çok ilgilenirdim. O zamanlar nasıl bilebilirdim ki o mendillerin bugün çok değerli olduklarını. Bütün ailenin bir arada olduğu güzel bir kahvaltı sofrasından sonra bayramlık elbiselerimle, kapı kapı şeker toplamaya çıkardım. Bildiğim, bilmediğim bütün kapıları çalar, bayram harçlığı ve şeker toplardım kendime.
Bayram harçlıklarından ayırdığım para ile Şükrü Amcanın bakkalına koşar, bizim mahhallenin çocukları ve kuzenlerimle cıt-pıt ve kız kaçıran alırdık. Tabii birde leblebi tozu ve gazoz.
Bayram gezmelerimiz bittiğinde asıl oyun bahçede başlardı ve bu oyunlar güneş batınca sona erer, yine bütün ailenin katılımıyla akşam yemeği başlardı. Bayram, bayram gibi yaşanırdı.
Bu bayram ben yine Urla’ya gideceğim. Dedemin de ölümünden sonra, benim ve bütün ailenin anılarınında birlikte satıldığı o güzel evimizin önünden geçip, hiç uyanmamak üzere yattıkları yerde onları yine ziyaret edeceğim. Damağımda anneannemin o güzel kahvaltısının tadı, cebimde çocukluğumdan kalma bir mendille...
Ben yine Urla’da olacağım....
Sağlıklı ve Mutlu Bayramlar.
Sevgiyle kalın...