- Kategori
- Gündelik Yaşam
Beş Kuruşa beş takla
alıntıdır
Tahammülsüz insanlarız biz. Ne birbirimize, ne işe, ne evde oturmaya, ne hataya, ne yanlışa tahammülü olmayan insanlarız. Nedir bizi böyle yapan bilinmez ama tahammülümüzü son damlasına kadar tükettiğimiz kesin.
Çocuklara yaklaşırken bile aynı sabırsızlıkla yaklaşıp, agresif bireyler yetiştiriyoruz. Aceleci ve sinirli yüzler görüyor onlar etrafında.
Trafikten, işten, eşten şikayetçi yüzleriz. Bir çocukla vakit geçirmenin hazzına varamıyoruz. Onların dünyasına çok uzağız, anlamaya bile çalışmıyoruz.
Geçtiğimiz hafta sonu yürüyüş dönüşünde markete girdim. Keşke uğramadan eve geçseydim de, aldığım temiz havanın tadını çıkarsaydım. İki kız kardeş el ele tutuşmuş, ellerinde çikolata market kuyruğundalar. Birinde pembe diğerinde kırmızı hırka var. Saçları belli ki anneleri tarafından sıkıca toplanıp, örgü haline gelmiş.
Sıra kendilerine gelene kadar sessizce bekliyorlar.
Sıra geldiğinde kasiyer ellerindeki çikolataları kasadan geçirip, parayı alıyor. Ve daha sonra da çikolatalardan bir tanesini geri istiyor. Sebep ise oldukça trajikomik. Sadece beş kuruşlarının eksik olması iki küçük kız çocuğunu insanların içinde yerin dibine sokuyor adeta.
Yani beş kuruşa beş takla attırıyor.
Bir yandan içinde bulundukları durumu görmezden gelmek için kahvelerin ne tarafta olduğunu soruyorum, diğer yandan beş kuruşu çıkmadığı için zaman zaman para üstü vermeyen kasiyere öfke büyütüyorum içimde.
Çocukların ellerinde ki iki çikolatayı da alması sağlanıyor sonuç olarak ama yüzleri gülmeden hızla çıkıyor ikisi de marketten. Utanmış ve kimseyi görmek istemeyen tavırları öyle belli ki…
Artık günümüzde insanlar çocukluktan başlıyorlar para hesabı yapmaya. Ve bu durum onlar için inanın bizden çok daha zor bir hal alıyor.
Çünkü onlar ellerinden alınan çikolataları kaç para için kaybettiklerini bile bilmiyor.