Beşiktaş Palmiye Teras Cafe'de şiir ve müzik...

Bilirim
Yıldız yıldız bakıyorsun
Göğün bir köşesinden
Geceleri sevişim
Bundandır…

Abdurrahman Tümer 

Bir çağrıyı esas alarak ve ilkeli davranışla belirtilen gün ve saatte Beşiktaş Teras Cafe’de şiir ve müzik için sevgisine gittim. 

Her zamanki olduğu gibi Abdurrahman Tümer, güler yüzle karşıladı ve gelen arkadaşlarla hoş beş sonrası yerimi aldım. 

Bir süre beklenti ve çaylar yudumlanması sonrası Tümer,  etkinliğin açış konuşmasını yaptı. Sunuculuk görevini Semih Baykara üstlendi. 

Ses Sanatçısı Selma Gülcan ve Barbaros Çelikoğlu,  şiir ve müzik düeti gerçekleştirdiler. Sanatçı Selma Gülcan’ın sesinden Âşık Daimi’nin “Bu da gelir, bu da geçer ağlama!” türküsü, Teras Cafe’de olanca ezgisiyle yankı buldu! 

Bu da gelir bu da geçer ağlama

Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti feryadım, ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama.

Bir gülün çevresi dikendir, hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama.

Daimi’yem her can ermez bu sırra
Eyüp sabır ile gitti Mısır’a
Koyun oldum, ağladım ardı sıra
Bu da gelir bu da geçer ağlama.

Saz ekibi, enstrüman eşliğinde özgün yapıtlar sundular. Eren Çelebi ve M. Akif Ersoy’un seslendirdikleri Nazım’ın “ Kız çocuğu ” adlı özgün eseri, katılanların da eşlik etmeleriyle ilgi gördü ve alkış aldı! 

Suat Yığmatepe, Sait Artar, Nedim Saatçioğlu, Ercan Akbay, Murat Haydaroğlu, Sevinç vergili,  Yasmin Korkut ve Metin Keser gibi adlar, katılımlarıyla katkıda bulundular.

Etkinlik sonrasında Barbaros Çelikoğlu,  “Mavi Düşler”  adlı kitabı ile "Serzeniş albüm" tanıtım ve imza günü gerçekleştirdi. 

Kız çocuğu

Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
Göze görünmez ölüler.

Hiroşima'da öleli
Oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
Büyümez ölü çocuklar.

Saçlarım tutuştu önce,
Gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
Külüm havaya savruldu.

Benim sizden kendim için
Hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
Kâat gibi yanan çocuk.

Çalıyorum kapınızı,
Teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
Şeker de yiyebilsinler.

         NH,1956                                    

Mevlana diyor ki: "Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir."