Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '10

 
Kategori
Spor
 

Beşiktaş pamuk ipliği ile ölçülebilen bir çizgi üzerinde...

Beşiktaş pamuk ipliği ile ölçülebilen bir çizgi üzerinde...
 

Maçın kırılma anı 54. dakikada Nuhiu’nun çektiği, üç dakika önce buldukları golün benzeri, şutu Hakan’ın çıkarmasıydı. Nuhiu o topa arkadaşı gibi daha iyi bir kavis verebilmiş olsa ya da Hakan zamanlama hatası yapmış olsa ve maç 2-0’a taşınsa elbette bütün taşların yerinden oynayacağı bir sonuç ortaya çıkmış olacaktı.

Ancak kötü senaryo oynanmadı!

Beşiktaş’ın defansında hala çok ciddi boşluklar var. Rakipler kaleci Hakan ile çok kolay baş başa kalabiliyorlar; işte bu savunmanın oturmadığının işaretidir. Örneğin kanatlardan gelen bir ortanın ceza sahasında markajdan kurtulmuş bir oyuncu tarafından kaleye gönderilmesini anlamak mümkündür; ancak hücum yapan takım oyuncusunun göbekten bir iki pastan ve hatta defans oyuncusunu bire birde veya bire ikide eksiltmesi sonucu kaleci ile karşı karşıya kalabiliyorsa burada ciddi bir kademe, diziliş ya da uyum sorunu vardır demektir.

Rapid’in kaçırdığı bu pozisyon döndü bu sefer de tek pasta savunma oyuncusunun büyük hatası sonucu kaleci ile baş başa bırakması ve Holosko’nun çabukluğu ile golü bulmasını sağladı. İkinci gol ise ofsaydın pamuk ipliği ile ölçülebileceği bir çizgi üzerinde oluştu.

Tarihi fark bu şekilde kaçmış oldu.

Beşiktaş takım ve teknik yönetim olarak bu sezon başka bir görüntü çiziyor. Quaresma’nın sakatlanmasının şans mı yoksa şanssızlık mı olduğunu maç boyunca düşündüm durdum. Çünkü Quaresma çok iyi top saklıyor, pas atıyor, adam geçiyor; ancak o oynarken rakip takım ailece kendi sahasında kalıyor ve oyun sıkışıyordu. Oysa golün verdiği rehavetle birlikte Rapid’in ileriye çıktığını ve geride büyük boşluklar verdiğini gördük. Göbekten atılan toplar bu anlamda Holosko ve Bobo’nun istediği servisler oldu. O pamuk ipliği pozisyonlar ikinci golden sonra Beşiktaş adına o kadar vardı ki; farkın açılması için Holosko ve Bobo'nun biraz daha dikkatli olması yeterdi.

Geçen sezonun kayıp milyon dolarlık adamı Tabata her Avrupa maçında biraz daha takım içinde yer buluyor kendine. Milimetrik asisti Beşiktaş’a 3 puanı getirdi. Geçen sene futbolcu olup olmadığını tartışıyorduk; bu sene Tabata taraftarı hop oturtup hop kaldırdı, durdu.

Schuster’in sahaya çıkardığı kadro ülkemizde son yıllarda (hele Beşiktaş için) alışılmadık tercihlerden oluşuyordu. Risklerle doluydu ancak rakip İspanya, Almanya ve İngiltere liginden olmadığı sürece bir sakıncasının olmadığı da ortaya çıktı. Zaten mesele de bu sanırım. Schuster sahaya 11 kişi ile çıkıyor ve belki yükü bir iki oyuncunun sırtına yüklüyor ancak eninde sonunda sonuç alıyor. Örneğin önceki gün Bursaspor da benzer karakterde oyuncularla sahaya çıkmasına rağmen ister tecrübesizliğine sebep bulun ister şanssızlığına maçı yenik bitirdi.

Fakat iki teknik adamın da tercihlerinin doğru olduğunu düşünüyorum. Futbol yetenekli ve teknik ayaklarla seyir zevkinin en üst dereceye çıktığı bir eyleme dönüşüyor böylece… Özellikle ilk yarı rakip defansı açmak için nakış işler gibi orta sahada dikine yapılan tek pasların görsel ve teknik anlama tatmin edici olduğunu belirtmek gerekiyor.

Bu galibiyet ve 3 puan ile Porto ve Beşiktaş bir üst tur için avantaj sağlamış oldu; hatta grup liderliği için Porto ile kapışacak pozisyona da geldi.

Kuşkusuz Avrupa’da oynayan bir takımımız olması ve onun maçlarını izlemek de ayrı bir keyif; hele kazanırsa daha büyük bir mutluluk oluyor.

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..