Beşiktaş'ta değişimin zamanı geldi.

Beşiktaş'ın Atletico Madrid maçı oyuna göre çok avantajlı sonuçlandı. İlk yarıdaki Beşiktaş'ın 5-6 gol yememesi şansın yardımıydı. Atamadıkları gollerin yanısıra, biraz da Cenk'in direnişi skoru ancak 3'te tutabildi.

İlk yarı oynanan oyunun müsebbibi tamamiyle antrenör. Veli'den sol bek çıkaran zihniyetin sayesinde adamlar sol kulvarı yol geçen hanına çevirdi. Antrenör olarak; görülen aksaklığa anında müdahale etmeniz size maç kazandırabilir. En azından oyun içerisinde mevki değişiklikleriyle bile önlem alınabilirdi. Mesela Quaresma ile Simao'nun yerini değiştirmek bile dün Beşiktaş'ın sol kanadını onarabilirdi.

Veli'nin oynadığı mevkiden bihaber oluşu, ofsaytları bozuşu, ayakta kalması gereken pozisyonlarda tek müdahale yapmaya çalışarak oyundan düşmesi gollerin yolunu açtı. Bütün bu durumun yanı sıra önünde de Quaresma gibi neredeyse bizim göbekli halı saha oyuncuları benzeri bir hal almış futbolcunun oynaması ve buna kenar yönetimin 45 dakika müsade etmesi zaten Atletico Madrid'e "gelin gol atın" demekti. Onlar da bu ikramı reddetmedi. Ta ki ikinci yarıda, işi sol bek olan İsmail görevi devralana dek bu durum sürdü. Koşmayan Quaresma'nın çıkışı takım mücadelesini artırınca ikinci devre oyun düzeldi. Tabi bu durumun sebeplerinden biri de rakibin "3-0 bize yeter " kimliğine bürünmesiydi.

Bazı futbolcular antrenörün başbelasıdır. Oynatsa olmaz, oynatmasa olmaz, işte Quaresma'da öyle bir oyuncu. Sadece durduğu yere atılan topları alabilen, koşmaya takati bile olmayan ve bu haliyle belki adı Ahmet, Mehmet olsa ilk 18 yüzü göremeyecek olan bu zatları, adı Quaresma olunca ilk 11'de sahaya çıkarmak zorunda kalırsınız. Oynatmayıp kenarda oturtsanız, kameralar maçtan çok O'nu gösterip duracak. O ise her yenilen gol de ya da kaçan pozisyonda kafa sallayıp "Ben olsaydım..." mesajı verecek . İlk 18'e almasanız her uzatılan mikrofon O'nu sorup psikolojinizi bozacak. Velhasıl Carvalhal'ın ilk yarı sonunda Quaresma'yı kenara alması bile büyük bir aşama bence.

Bir diğer hususta aynı ülkenin 3-4 futbolcusunun takımda oluşunun dayanılmaz zaafiyeti. Daha önce Fenerbahçe'nin başına gelen bu durumu şimdi Beşiktaş yaşıyor. Özellikle futbolun mücadele değil, keyif kısmıyla ilgilenen Brezilya, Portekiz gibi benzer karakterdeki ülke futbolcularının bir arada çok bulunması, şimdiye kadar hangi takıma fayda sağlamış doğrusu merak ediyorum.

Beşiktaş'ın bu tip yıldız kırpıntılarından kurtulup günümüz futbolunun ilk şartı olan mücadeleyi gerçekleştirebilecek futbolculara dönmesinin zamanı geldi de geçiyor. Aksi taktirde almak için milyonlarca dolar harcanan bu futbolcuların, kar ederek satılmayı bırakın, gitmesi için de para harcamak gerekecek!